Altın yumurtlayan Küçük Menderes

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sanıyorum yazılı ve görsel yayınlardan ve e-sosyal iletişim sayfalarından takip ettiniz veya gördünüz. Çerçekli-Kışla ve Uzundere mahalleleri arasındaki kayalık ve tepelik alanlarda yeni bir maden arama ruhsatı alma girişimleri var. Adı geçen alan, Ödemiş’ten Kiraz’a doğru giderken, Gereli’yi geçtikten hemen sonra başlayan ve Kaymakçı’nın Uzundere köyü sınırlarında sona eren tepelik ve kayalık bir bölge. “Bu bölgede şu an ne yapılıyor?” diye sorarsanız, çobanlar koyun otlatıyor. Yani büyük ölçüde mera olarak kullanılıyor.

Uşak ve Aydın merkezli bir firma, Kurucuova köyünün kuzeyinde kalan bölgedeki yaklaşık 30 bin dekarlık alanı, 120 ve 160 yıllığına kiralamak istiyorlar… Peki kiralayıp da ne yapacaklar?
Seramik ve cam gibi bazı inşaat malzemelerinde dolgu malzemesi olarak kullanılmak üzere Feldspat minerali elde etmek için, ilgili alandaki toprak ve kayalık alanda tonlarca dinamit patlatıp kırma ve eleme işlemi yapacaklar. Firmanın konuyla ilgili dosyasında da belirtildiği gibi söz konusu bölgede her gün 5 bin ton kırma ve eleme işlemi gerçekleştirecek.
Firma isterse adı geçen bölgeye hayvan otlatan çobanları bile almayacak çünkü önlem almak zorunda.

17 Şubat Perşembe günü önce Gerçekli’de ardından Kaymakçı’da kısa adı ÇED olan ‘Çevre Etkileşim Değerlendirme’ toplantısı düzenleyip halka bilgi verecekler. Bilgi vermek yasal zorunluluk. Kısaca halkı uyaracaklar. Dikkat edin ‘yapalım mı yapmayalım mı’ diye soracaklar veya izin isteyecekler demiyorum, sadece bilgi verecekler. Yasaya göre bu toplantının sorunsuz şekilde yapılması ve bu aşamanın geçilmesi gerekiyor.

Yasal mevzuat tamamlanır, ocaklar açılmaya başlarsa tonlarca kırılmış ve toz haline getirilmiş kayaç malzemeden feldspat elde edilecek. Muhtemelen bölgedeki zeytinlik ve incirlik alanlar çiçeklenme döneminde ‘dinamit, kırma ve eleme’ çalışmaları ile ortaya çıkacak tozlardan etkilenecek. Bu toz bulutunun bölgede ne kadarlık alanı etkileyeceğini kestirebilmek için rüzgarın gücünü ölçmek gerekir.
Eğer halktan onay alabilirler, ocakları işletmeye açabilirlerse ve işleri biterse… Adı geçen yerleri dinamitlerle yerle bir ettikten yani işleri bittikten, kim bilir kaç yıl sonra çekip gidecekler…
Kimileri soruyor veya ‘karşı olanlara’ karşı oluyorlar. “Madenlere neden karşısınız?” falan diyorlar.

2023’te bütün madenleri millileştireceğiz gibi laflar ediyorlar. Artık milli sermaye de kalmadı ama şimdi konumuz bu değil.
Madene karşı değiliz. Bu iş, birkaç yerde açılacak delikten içeri doğru çalışma yöntemi ile gerçekleştirilen madencilik değildir. Burada yapılacak iş, klasik olarak bir dağı delip içindeki madeni çıkarma olayı olmayacak.

Peki ne olacak? Yüzeydeki kayalıklar patlatılacak ve içinde artık ne kadar varsa feldspat minerali alınacak.
Koza-Der ve Kent Konseyi konuyla ilgili açıklamalar yaptılar. Mesele madene karşı olmak değil. Mesele, dünyanın en verimli havzalarından biri olan, bir yılda üç ürün alabildiğimiz ovamızı madenciliğe terk edip etmemekte.

17 Şubat Perşembe günü yani yarın, sabah saat 11.00’de önce Gerçekli’de belediye kahvesinde, ardından saat 14.00’te de Kaymakçı’da eski belediye binası toplantı salonunda, ÇED yapmaya çalışacaklar. Bu toplantılara üç beş kişi dahi katılsa bile kendilerince ‘halkı bilgilendirecekler’ ve ‘toplantı yapılmıştır’ deyip yollarına devam edecekler.

Kent Konseyi ve Koza-Der üyeleri olarak biz oralarda olacağız.
Kaymakçı Kalkınma Kooperatifi de hazırlattığı afiş ve pankartlarla özetle şunları söylüyor:
“Dağlarımızda madenciler değil çobanlarımız gezsin.”
“Zeytin ve incir ağaçlarımız toz yutmasın, nefes alsın.”
“Havamıza, suyumuza ve toprağımıza sahip çıkalım.”
Masalı bilirsiniz… Altın yumurtlayan tavuğu keserseniz, hem yumurtadan hem de tavuktan olursunuz. Mesele madene karşı olmak meselesi değil, mesele doğadan ve ülkeden yana olmak meselesi…

Altın yumurtlayan Küçük Menderes