İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen fakat pandemi nedeniyle çevrimiçi yapılan uluslararası “Turizmi haberleştirmek: Kentler ve Kültürler Arasında Köprüler Kurmak” çalıştayı tamamlandı. Uzun soluklu çalıştayın son halkasında İspanya’nın önde gelen kurumlarından gazeteciler ve Türkiye’den akademisyenler, İzmir’de bir dizi temasta bulundu. Gazeteciler, çalıştay kapsamında yayımlanan “Turizmi Haberleştirmek: Sevmek tanımakla başlar” kitabını da tanıttı.
İspanyol Haber Ajansı EFE’nin temsilcisi Antonio Sanchez Solis; kültür ve deniz, kum, güneş turizmi alanında İzmir’in elinde çok büyük fırsat olduğunu dile getirerek, “Şehir, Efes ve Bergama gibi güçlü merkezlerle çevrili ve aslında bu, biraz talihsiz bir şey olabilir. Turistler geliyorlar, Efes’i ziyaret ediyorlar, Bergama’yı ziyaret ediyorlar fakat şehir merkezinde durmuyorlar. Bunlar çok güçlü turistik merkezler ve bunlarla rekabet etmek zor ama İzmir’in potansiyeli muazzam ve İzmir modern bir şehir. Kapadokya, İstanbul, Antalya gibi yerlerden daha az biliniyor olabilir ama İzmir, turistler için çok etkileyici. Efes’te İspanyol turistlerle karşılaştık. Kültür turizmi için gelmişlerdi örneğin” dedi.
İzmir’in turizm potansiyelinin açığa çıkmasında çalıştayın önemine değinen Sanchez Solis, şehrin tanıtımı için diğer ülkelerden gelen gazetecilerin şehri tanımalarının ve burada gördüklerini yayımlamalarının önemine değinerek, “Formasyonu, hikaye anlatma kapasitesi olan gazeteciliğe ve gazetecilere güveniyor insanlar. Örneğin Javier’in İzmir hakkında yazdığı bir hikaye, booking.com’daki kişisel deneyime dayalı ve duygu durumuna bağlı herhangi bir ‘Çok beğendim’ yorumuyla aynı değil” diye konuştu.
“İzmir, bütünün bir parçası”
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Genel Başkan Yardımcısı, Atalayar Magazine ve Onda Madrid Radyosu’nun baş editörü Javier Fernandez Arribas ise, “O İspanyol turistler, bize Efes’e ve Bergama’ya gideceklerini söylediler ama aynı zamanda kent merkezine de geleceklerdi. Bence denizin cazibesi var. Büyük şehrin cazibesi var çünkü Efes ve Bergama’daki etkileyici arkeolojik kalıntıları gördükten sonra iyi bir restoranda yemek isteyeceksiniz. Birkaç kadeh içmek, müzik dinlemek isteyeceksiniz, deniz kenarında dolaşmak isteyeceksiniz. Bence İzmir, turistler için çok çok hoş bir yer. Benim bakış açıma göre buradaki en önemli nokta, turistler için İzmir kent merkezinin bütünün bir parçası olması” ifadelerini kullandı.
“Kenti tanıtmak için hikaye anlatın”
Çalıştaya öncülük eden ve çalıştay kapsamındaki “Turizmi Haberleştirmek: Sevmek tanımakla başlar” kitabını derleyen Prof. Dr. L. Doğan Tılıç ise “kentleri ve halkları bir araya getirmek amacıyla” pandemiden önce İzmir ve Barcelona kentlerini çalışma alanı olarak seçtiklerini söyleyerek, “Ben Başkent Üniversitesi’ndeydim. Başkent Üniversitesi, Barselona Otonom Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi’nin öğrencileriyle İzmir’de fotosafari düzenleyecektik ama pandemi izin vermedi. O çalışma kapsamındaki çalıştayı da çevrimiçi yapabildik. Neyse ki çalışmayı fiziksel olarak İzmir’de güzel bir biçimde sonlandırıyoruz” dedi.
İzmir’in ulusal ve uluslararası medyada hak ettiği yeri bulmadığı yolundaki tespitini paylaşan Tılıç, “Önemli olan hikaye anlatmak ve İzmir’de anlatılacak çok hikaye var. Futbol, Türkiye’de ilk kez bir İskoç’un öncülüğünde burada oynanmış. Amerikan Koleji’nde ilk kez voleybol oynanmış. Dolayısıyla bir kenti tanıtırken spordan turizme, kültürden ekonomiye hikaye yaratmak ve bu hikayeleri anlatmak zorundasınız. Bugünden yarına olmaz hikaye. Hikaye yaratmak çok emek ister. Yerel yöneticiler hikayeyi yaratacaklar, medya da o hikayeyi anlatacak” diye konuştu.
Samime Sarayköy
Yorumlar kapalı.