Benzerlerini her geçen gün yazılı ve görsel basın yayın organlarında gördüğümüz haberi dünkü gazetemizde siz de okumuşsunuzdur. Ben haberi, yanlış anlaşılmasın diye parti ve özel isimleri BİP’leyip size özetleyeyim:
“… Belediyesi, 31 Mart yerel seçimlerinden ..Parti’den ..Parti’ye geçti. ..Parti’li belediye başkanı Falanca Filanca , “Her ay 5 milyon 236 bin liralık da personel maaşı ile karşı karşıyayız. Henüz ne iş yaptığını bilmediğim, yüzünüzü görmediğimiz personelimiz var. 453 personelle bıraktığımız belediye 1446 kişi çalışıyor”
Gün geçmiyor ki “Falanca belediye başkanı, geçmiş dönemin borçlarını belediye binasına astığı afiş ile açıkladı” haberi ile karşılaşmayalım.
Fısıltı gazetesini de sayarsak, belediyelerdeki borçları, fahiş ihale bedellerini ve bankamatik memurlarını merak ediyoruz. Suçu da doğal olarak önceki belediye başkanına yüklüyoruz. Böyle olunca önceki belediye başkanı da zan altında kalıyor.
Haberlere bakılırsa, Türkiye’deki birçok belediye borçlu ve bir sürü de haksız işlem var.
Sayıştay, (Türkiye’de) devlet harcamalarının hesaplarını denetleyen, yargısal yetkisi de bulunan yüksek kurum.
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz ‘bilen koyan yok!’
Bir mesai arkadaşımız açıklaması zor karışık olaylarla karşılaştığında “Bilen koyan yok!” deyimini çok kullanır, ben de ona, “Aslında herkes herşeyi biliyor ama kimse ses çıkarmıyor!” diye yanıt verirdim.
Hele İstanbul belediyesi ile ilgili yapılan tartışmaları okudukça insanın “Bu kadar da olmaz!” diyesi geliyor.
İddialara bakıyoruz:
– Yüksek fiyatlı ihaleler…
– Bankamatik memurları…
– Müdür sayısından çok makam araçları…
– Vakıf ve derneklere aktarılan akıl almaz kaynaklar…
– Kimi yandaşlara bedelsiz devredilen taşınmazlar…
70’li yıllarda “Kral ve Ben” dizisi vardı yaşı uygun olanlar hatırlar… Tek kanallı siyah beyaz dönemlerin bu ünlü dizisinde inatçı bir kral ile bir öğretmenin hikâyesi anlatılırdı. Başrollerinde de meşhur dazlak Yul Brynner vardı. Kral, bir konuyu anlatırken sonunu “Vesaire, vesaire, vesaire” diye bağlardı…
Ali Baba ve Kırk Haramiler hikâyelerini bilirsiniz. Binbir Gece Masalları’nın birçok versiyonunda bulunan bir masaldır. “Arap Geceleri” masallarının en tanıdıklarından biridir ve özellikle çocuklara yönelik olarak hazırlanmış bölümlerini çizgi film olarak da izlemişsinizdir.
Hikâyede Ali Baba, haramilerin “Açıl Susam Açıl” diyerek girdikleri bir mağarayı keşfeden fakir bir oduncudur. Haramiler, bunu öğrendiklerine Ali Baba’yı öldürmeye çalışırlar fakat Ali Baba’nın sadık kölesi haramilerin planını bozar. Ali Baba, kölesiyle oğlunu evlendirir ve hazineyi sır olarak tutar.
Belediyeler, halkın hizmetinde olan bir kurumlardır ve orda dönen dolaplar halkın bilgisine açılmalıdır.
Bize “Açıl susam açıl!” diyecek birileri lazım…