Yine yağmur yine sel

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz cumartesi günü Kaymakçı civarında yağan bir saatlik yağmur, yine büyük zarara yol açtı. Hafta sonu yapılan AÖF sınavları nedeniyle görevli olduğum için Kaymakçı’da değildim. Olsaydım tam dönüş saatine yakın, yağmura yakalanma olasılığım vardı.

Aldığımız bilgilere göre iftar saatine yakın başlayan ve bir saat kadar süren yağış sonucunda çatılar uçmuş, ağaçlar devrilmiş. Yağmur sonrası harekete geçen İzmir Büyükşehir ve Ödemiş Belediye ekipleri de dere yatakları ve yollarda oluşan birikintileri temizlemişler. Esosyal medyadan yayınlanan fotoğraflara bakılırsa birkaç yıldır tekrarlanan görüntüler ve sonuçları bu yıl da aynen devam ediyor.

Hatırlayın, 2015 yılında meydana gelen sel nedeniyle belde içindeki sokak ve caddeler çamur deryasına dönmüş, beldenin kuzey yamaçlarına dökülen atık ve çöpler, adeta cadde ve sokakları doldurmuştu.

Peki Kaymakçı’ya ilk kez mi bu kadar çok yağmur yağıyor?

Tabii ki hayır…

Ben çocukluğumdan hatırlıyorum; günlerce yağmur yağar, oynamak için dışarı çıkamazdık.

2-3 yıl önce üstü demir parmaklıklarla örtülen belde içindeki dereden günlerce su akardı. Suyla birlikte çürümüş ağaç gövdeleri de Menderes’e doğru akardı.

Kaymakçı’nın giriş, çıkış ve içinden Küçük Menderes’e doğru üç dere yatağı akar.

Toplulaştırma çalışmaları sırasında bu üç dere yatağının ya yeri değiştirildi ya da birleştirildi.

Bunlar, birkaç yıldır gazete sayfalarında yazılıp çiziliyor. Fakat okuyup hak veren ve gereğinin yapılması için somut çaba sarf eden var mı bilemiyorum.

Ayrıca belde içinden geçen derenin üstünün örtülmesi işi de bana göre proje açısından sıkıntılıdır. Bu kapalı dere yatağının kuzeyden gelen yağış birikintilerini taşıması mümkün olmadığı gibi, fiziki açıdan da doğru planlanmamıştır. Hele Kaymakçı’nın altından doğu yönündeki dere ile birleştirilmesi, tamamen akıl dışıdır.

Toplulaştırmaya karşı değilim ama Kaymakçı’da yapılan toplulaştırma çalışması, bana göre acemice yapılmış bir iştir. Ne topraklar doğru dürüst birleştirilebilmiş, ne yollar ip gibi dizilmiş ne de bitki çeşitliliği korunabilmiştir. Vatandaşların tapu kayıtları kaydırıldığı için binlerce ağaç kesilmek zorunda kalmıştır.

Bu yazının konusu, toplulaştırma değil. Bu yazının konusu, belde içinden geçen üç dere yatağının yukarı bölgelerden gelen yağmur sularını kaldıramaması ve oluşan yetki kargaşasıdır.

Her yağış ardından yapılan açıklamalara baktığımızda İzmir Büyükşehir, Ödemiş Belediyesi ve DSİ’nin gerekli çalışmaları yaptığı yönde cümleler okuyoruz.

Dereler, caddeler ve üretim yolları… Her yağıştan sonra çamur deryasına dönüyor ve herkes işini yapmış. Yanlış anlamayın; suçlu arama telaşından ziyade bir durum tespiti yapmaya çalışıyorum.

Peki ne yapılabilir!

İzmir BŞB, Ödemiş Belediyesi, DSİ, Muhtarlık ve Kaymakamlık adına İlçe Tarım’dan oluşturulacak bir komisyon, vatandaşlarla toplantılar yapıp sorunları tespit edebilirler. Ve tespit edilen bu sorunlar ilgili yerlere aktarılabilir.

Kaymakçı, bölgenin en verimli arazilerinin üstünde kuruludur ve önemli tarım üretimi gerçekleştirir.

Eskiden tütün, pamuk ve bamya üretimi ile bilinen belde; bugün erik, salatalık, bezelye ve incir ağırlıklı bir üretim faaliyeti içindedir. Hayvancılık ve mısır silajı üretimi dikkate değerdir.

Uzatmadan, ilgilileri özel araçları ile Kaymakçı’ya gidip önce eski Büyük Mahalle, ardından Küçük Mahalle’yi dolaşmalarını ve cami yanından güneye, ovaya doğru giden iki üretim yolundan Bademli’ye inceleme yapmalarını öneriyorum.

Gazeteci arkadaşımız Nazif Harupçu’nun yıllardan bu yana ‘Kaymakçı cazibe merkezi olacak’ haberlerini izlerim. İlçe olmayı beklerken mahalleye dönüşen Kaymakçı, cazibe merkezi oldu mu olamadı mı sizin takdirinize bırakıyorum ama önce içme suyu sorunun çözülmesi, ardından kanalizasyon sisteminin acilen yenilenmesi gerektiğini söyleyebilirim.

Yarı kapalı dere yatağı da revizyondan geçirilmelidir.

Devlet açısından yapılacak başka çok şey var tabii…

Örneğin ben olsam, belde içindeki ana caddeyi eskiden olduğu gibi sağlı sollu

Yine yağmur yine sel