Vatandaş isyan ediyor, “Ödemiş’in yolları çok kötü.”
Çıkıyoruz, haber yapıyoruz.
Vatandaş bölünüyor ikiye.
Ödemiş Belediyesi’ni suçladığımızı düşünen vatandaş, “Gidip yağmurlu havada yol haberi yapıyorsunuz. Üstünüze çamur sıçratıyorsunuz, insanların algısıyla oynuyorsunuz” demesine getiriyor. Ödemiş Belediyesi’ni suçlamak isteyen vatandaş, “Martın sonu bahardı değil mi?” deyip gülücük ifadesi koyuyor. Bazı vatandaşlar da olması gerektiği gibi eleştiriyor. Tamamen vatandaş gözüyle bakarak konuya, “Ödemiş’in yollarının çoğu çukur içinde. Yetkililer ne zaman bu konuda harekete geçecek?” diyor.
Bu konu ancak parti, o, bu meselesi olmaktan çıktığı gün hizmete dökülebilir.
Alt yapı çalışmaları nedeniyle sürekli kazılan yollar, yara bandı gibi kapatıldığından yaşanıyor bu sorun.
Demek ki Ödemiş’in alt yapı sorunu büyük.
Sadece Ödemiş’te de değil, bir dönem İzmir’in merkezinde yaşadım. Aman yağmur yağmasın! Yaşadığım bölgede yollar gölet olurdu, yürüyecek tarafı kalmazdı. O sağanak günlerinde trafik anında felç olurdu. Yağmur ya, Allah’ın bereketi.
En son yaptığım haberde anons alırken de dedim, “Şimdi yetkililer bana kızacak, neden yolun ortasındasın diye” dedim.
Yetkililerden henüz ses gelmedi ama mutlaka cevap gelecektir.
Ben, henüz cevap gelmeden önce bir şeyi çok merak ettiğimden sormak isterim;
Niçin Ödemiş’in merkezi caddelerinde kilit taş kullanılıyor? Bunu gerçekten öğrenmek istediğim için soruyorum.
Mesela kilit taş; Birgi’nin dokusuna, Bademli’nin havasına çok yakışıyor fakat aynı kilit taş, Ödemişlinin ve misafirlerimizin en çok kullandığı Saraçoğlu Caddesi’ne bence asla uygun değil. Sürekli kazıların olduğu, olması gerektiği noktalarda asfaltlama olsa daha konforlu olmaz mı?
Bu konunun mantıklı bir açıklaması mutlaka vardır ancak vatandaşın en büyük karın ağrılarından biri haline gelmiştir Ödemiş’in yolları.
Ödemiş’in girişi sorun, Ödemiş trafiği sorun, Ödemiş’te otopark sorun, Ödemiş’te yollar sorun, Ödemiş’te tanıtım sorun.
Ödemiş’te sorunlar, modern toplum ve modern kent sorunlarına çok uzak.
Bunca güzelliğin olduğu bir memleket, 21. yüzyıl sorunlarının bu denli gerisinde kalmamalı.
Genç nüfusun buradan sürekli olarak çıkıp gitme isteği araştırmalı mesela; neden bu büyük şehir sevdası?
Ben nedeniyle değil, nedenleriyle her gün yüzleşiyorum aslında.
Hep aynı kalmaktan öteye gidemeyen canım memleketimde en üst tabakadan en altına kadar sorun ya da sorunlar gayet net bilinmesine karşın harekete geçme eksikliği var.
Dışarıdan gelip buraya aşık olarak kalan insanlar, burayı bizden daha iyi tanıyor; tanıtıyor.
Birgi’de Nar Danesi’nin sahibi Yaşar Bey, bunun en büyük örneklerindendir benim için. Birkaç hafta önce İzmir’den ATV ekibi geldi bizim memlekete. Amaçları doğayla buluşmak; bizim memleketi seçmişler, ne güzel. Sağ olsun Yaşar Bey, önce Nar Danesi’nde ağırladı ekibi. Ağırlamakla kalmadı, Birgi’nin tarihinin en güzel hikayelerini paylaştı ekiple. Ağzım açık dinlerim her seferinde Yaşar Bey’i. Bu memlekete olan katkısını yürekten takdir ediyorum. Ben bu toprağın çocuğu olarak onun araştırmalarının, okumalarının yarısını anlatamam misafirlere.
Memleketimin karış karış her noktası bize hediye iken böyle hor kullanılmasına çok üzülüyorum. Amacım, “Eleştir, eleştirebildiğin kadar” değil. Her vatandaşın hakkının olduğu gibi biraz sözüm varsa şu memleket için,
Bu memleketi bambaşka bir yer yapmak için hareketlenmek lazım. Burası ne bir emekli kasabası ne de gençler tarafından terk edilmiş bir memleket olmayı hak ediyor.
Neyse, ne diyordum ben.
Yetkililer kızacak bana ama Ödemiş’in yolları çok bozuk!
