YOGA EGZERSİZİ İLE DİĞER EGZERSIZLERİN FARKI ve YOGANIN STRES ÜZERİNE ETKİSİ

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yoga egzersizleriyle normal fiziksel çalışmalar arasındaki en belirgin fark, sportif çalışmalar genellikle kasların sert hareketlerinden oluşurken ağrılarla sonuçlanmaktadır. Kas dokularındaki laktik asit oranının yükselmesi nedeniyle salgılanan bu asit ve yarattığı yorgunluk kas dokularında bulunan alkaliyle ve solunan oksijenle dengelenir. Yoga bu sert eylemlere karşıdır. Genelde kabul edildiği gibi sadece kasların gelişmesi sağlıklı bir beden olarak kabul edilmemektedir.Sağlıklı bir durum tüm organların zihnin kontrolü altında mükemmel bir uyum içerisinde çalışmasıdır (Muni S. R. 2007). Kasların hızlı hareket etmesi kalp üzerinde büyük bir baskıya neden olur. Yoga sisteminde tüm hareketler doğru nefes ve dinlenmeyle birlikte yavaş ve düzenlidir. Karbondioksit ve diğer metabolitler hareketli kaslar tarafından üretilir. Bu maddelerin artması kalbin daha güçlü atmasına neden olur böylece yapılan egzersizler kendi zorluklarına göre kalp tepkisi oluştururlar. Egzersiz sırasında normalden daha fazla kan kalbe geri döner. Bunun sebebi düz kasların kan akışına pompaladığı artan bir şekilde toplardamarın geri dönmesidir. Büzüşen kasların damar üzerinde yarattığı baskı kanı toplardamar kapakçığına iterek geri akışı sağlar. Kan, hareket eden kaslar tarafından itildiğinde kalbe doğru hareket etmelidir, sonuç olarak dokuları esnetecek şekilde kalp daha fazla dolmuş olur. Kaslar esnediğinde daha güçlü büzülürler ki bu daha hızlı bir kalp atışı ve daha fazla kanın dışarı pompalanması demektir. Esneme sayesinde kasların daha güçlü büzülmesi fizyolog Starling tarafından keşfedilmiş ve Starling kalp kanunu olarak adlandırılmıştır. Kaslar daraldığında glikojen laktik aside bölünür ve daha fazla enerji açığa çıkar. Bu enerji inorganik fosfatlar ya da organik bileşkelerden organik fosfat oluşturmak için kullanılır. Bu şekilde üretilen laktik asidin ellide biri karbondioksit ve su olarak oksitlenir ve yine enerji açığa çıkar. Bu son enerji kümesi, içeride kalan laktik asidin glikojene dönüşmesi işleminde kullanılır. Yorgunluk, oluşmuş olan yeterli miktarda laktik asidin oksitlenmesi için kasların yeterli oksijen alamamasının bir sonucudur. Çok fazla laktik asit biriktiğinde kaslar geçici olarak devre dışı kalır. Yorucu egzersizler sırasında örneğin daha fazla solumamıza ve oksijen açığı ortaya çıkmasına rağmen kaslar yine de devre dışı kalır. Bu “açık” hareketli kasların ihtiyaç duyduğu oksijen miktarıyla, gerçekte alınan oksijen miktarı arasındaki farktır. Nitekim çalışmadan sonra harcanan oksijeni geri almak için normalde olduğundan daha hızlı ve derin nefes alınmaktadır. Yoga egzersizlerini düzenli bir şekilde uygulayarak zehirli asitlerin birikimini kontrol eder ve eğer kanın içinde var ise onlar kandan atılabilir. Bu sebeple Yoga egzersizlerinin kan dolaşımı artırdığı ve damarları esnek tuttuğu kanıtlanmıştır (Devananda V. 1988)

YOGANIN STRES ÜZERİNE ETKİSİ

Yoga egzersizlerinin uygulamaları stresin olumsuz etkilerini önlemek için yapılan doğal çalışmalar olarak görülmektedir. Nefesle beraber Asana çalışması yapmak dayanıklılığı artırır. Pek çok insan strese, alkol, nikotin ya da aşırı yemek gibi yatıştırıcılara başvurarak karşılık vermektedir. Bu yatıştırıcılar anlık rahatlık verebilir ancak bilindiği üzere bunlar sadece geçici çözümlerdir ve aslında ters etki yaratmaktadır. Ana uygulaması düzgün duruş, sağlık ve bedenin hafifliğini sağlamaktadır. Solunum sistemini, kan dolaşımını, sinir sistemini, hormonal sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve üreme sistemini dengeler. Vücuttaki denge daha sonra zihinsel huzuru getirmektedir. Zihinsel farkındalığı artırmaktadır. Yoga egzersiz uygulamaları tüm vücutta faydalı bir etkiye sahiptir. Egzersizler sadece kasları, dokuları, bağ dokuları, eklemleri ve sinirleri rahatlatmaz bunun yanında tüm vücut sisteminin düzenli işlev görmesini sürdürür. Vücudu ve zihni, yorgunluk, halsizlik ve günlük yaşamın stresinden kurtararak rahatlatır. Ayrıca metabolizmayı, lenf bezlerini ve hormon salgılamayı canlandırır ve vücuttaki kimyasal dengeyi beraberinde getirir. Egzersiz ve nefes uygulamaları bedeni, nefesi, zihni ve aklı bütünleştirmeye yardımcı olmaktadır. Sempatik ve parasempatik işlevleri düzene sokmaktadır. Asana uygulaması boyunca yavaş ve çaba gerektirmeyen burun nefesi, vücut hücrelerine huzur getirir, yüz kaslarını rahatlatır ve göz, kulak, burun, dil ve deri gibi algılama organlarındaki gerilimi uzaklaştırmaktadır (Coulter, H.David. 2001)

KAYNAKÇA: M. MERT GÜLER YÜKSEK LİSANS TEZİ, YOGA EGZERSİZLERİNİN ÇALIŞANLARDA ESENLİK VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

YOGA EGZERSİZİ İLE DİĞER EGZERSIZLERİN FARKI ve YOGANIN STRES ÜZERİNE ETKİSİ