Pedal aşkıyla Gizli Koy’a

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Selam olsun gezgin ruhlu arkadaşlara,

Bugün size geçen ay dört kafadar çıktığımız ve 75 km’lik bisikletle yaptığımız tur rotamızdan bahsedeceğim. Ödemiş’ten arkadaşlarım iyi bilir, bisiklet tutkum çocukluk yıllardan bu zamana uzanır. Ödemiş’ten ayrıldıktan sonrada yaşadığım şehir, bisiklet kullanmak için uygun olunca önceden sadece şehir içinde olan bisiklet turlarıma uzun yol anıları da katmaya başladım. Bisikletle seyahatin sağladığı ayrıcalıkları, yol hikayemi, Antalya’ya tatile gelmeye düşünenler için de düşünülebilir harika koydan size bahsedeceğim.

Antalya’nın Ağustos sıcağında, sabahın erken saatlerinde, 06.00 sularında Antalya merkezden çıktık yola. Sabahın serinliği, tenimizi okşarken bisiklet sürmenin keyfiyle gün doğuşunu selamladık.

İlk durak, Sarısu Doğa Park Restoran’dı. Sarısu mevkii, Antalya’nın Kemer yolu çıkışında kalan bölgedir. Doğa park Restoran’da enfes bir kahvaltı yaptık. Self servis olan işletmede kahvaltı çeşitliliği oldukça fazla. Kavurmalı tostları, börekleri, çörekleri, ev yapımı poğaçaları ve ücretsiz, sınırsız çay imkanı olan harika bir işletme. Yolu o tarafa düşecek olanların uğrak noktası olabilir. Aklınızda bulunsun, hemen yol üstünde Kemer istikametine giderken sağda kalıyor. Antalya’nın Kemer ilçesine Antalya’ya tatile gelip de uğramayan olmaz zaten.

Kahvaltımızda 45 dakika kadar zaman harcadık neredeyse. Yol uzundu ve sıcaktı, hava kaşlarını çatmaya durdu adeta. Daha da sıcağa kalmadan çıkış yapmamız gerekiyordu. Tur kaptanımızın öncülüğünde mekandan ayrılıp yola devam ettik. Antalya’daki arkadaşlar bilir, şehir dışından olan bilmeyenler için Sıçan Adası’na da değinmek istiyorum. Antalya şehir merkezinin batısında Konyaaltı Plajı ile Beldibi arasında kıyıdan 700 metre mesafede yer alan Sıçan Adası, kahvaltıdan ayrıldıktan hemen sonra kuzgun maviliğin içerisinde yeşil pırıltısı ile yol rotamızda selamladı bizi.

Birlikte pedalladığım arkadaşların hepsinin köklü, uzun yol tecrübesi vardı. Güvenli bir tur yapabilmem adına yol boyunca öncülük, yancılık, arkacılık yaptılar bana. Bisiklet ile tur yapmak isteyen arkadaşlara tavsiyem; lütfen kask, eldiven ve ışıklandırmanız, yedek iç dış lastiğiniz olmadan yola çıkmayın. Çok önemli arkadaşlar. İlerleyen saatlerde tekerimize taş değdi. Arkadaşın tekeri patladı ama yama takımlarımız olduğu için kolayca halledip yola devam ettik.

Yol boyunca ağustos böceklerinin sesleri, bir an bile kesilmedi. Denizin maviliği ile gökyüzünün maviliği rekabette, dağların yeşili de alkış tuttu bize.

Önümüzde bizi bekleyen üç tünel vardı hatta aslında dört ama birini saymıyorum. Küçük, kullanımda değil ve sakindi sonuncusu ama ilk defa tünelde bisiklet sürecek olmanın heyecanı içindeydim. Antalya’dan Kemer istikametine doğru giderken ilk tünelde hafif rampa olduğunu ve yolların bozuk olduğunun bilgisini tur kaptanı olan arkadaşım paylaştı. “Tek sıra gideceğiz ve kaldırımdan” dedi. Yollar bozuk ve karanlık olduğu için pür dikkat olmalıydık. İlk tünel, yaklaşık 1100 metreydi ama bozuk kaldırım taşları, ışıklandırma yetersizliği, arabaların hızla oluşturduğu esinti ve uğultu ile o mesafe bitmiyordu. Kaldırımı o kadar dar yapmışlar ki her an duvara çarpma ya da yola düşme riski var. Yol düzenlemesinin tekrar yapılmasının şart olduğunu fark ettim. Bisikletliler için düşünülen o kaldırım, şu an kırık dökük ne yazık ki. İlk tünel bitmişti. Su molasını hak etmiştik.

Biraz nefes alıp tekrar pedallamaya koyulduk. İkinci tünel kısaydı, 332 metreydi. Tecrübelendiğim için o kadar ürkütmedi. Sonraki tünel ise 970 metre. Çok şükür kazasız belasız onu da atlattık ama son tünelde artık gözlerim karanlıkta zor görmeye başlamıştı. Burnumun ucunda duran teri silemiyordum. Bisikletin dümenini bıraksam hakimiyeti kaybederim diye elimi terimi silmeye götüremedim. Yolumuzun az kaldığını söyledi arkadaşlar, arabanın içinden “Tebrikler” diye korna çalıp geçen güzel yurdumun güzel insanları arada selamlıyordu bizi. Ne kadar sıcakkanlı bir milletiz. Beldibi’ne girişimizi yapmaya başladık çok geçmeden.

Beldibi sahil yolunda halk plajının duşlarının altına kıyafetlerimizle attık kendimizi ama güneş bizi anında kuruladı. 10 dakika sonra eskiden kullanılan Çamdağ tüneline girdik. Kısa bir tüneldi. Çıkınca tünelden hemen sağda Gizli Koy’un manzarası başlıyordu. Bir zafer pozu aldım.

Bundan sonrası aracınızı bırakıp sağdaki yamaçtan iniyorsunuz. Yamaç taşlık, dikkatli olmak gerek. Ama karşılaştığınız manzara, “O yola, pedala, yamaca değer” dedirtiyor. Suyu o kadar berrak ki bol bol yüzdük ve su altı çekimleri yaptık.

Ziyaret etmek isteyenler için Gizli Koy hakkında kısaca;

– Antalya-Kemer yolu üzerinde Beldibi’nde bulunan bu koy, Antalya merkezden 44 kilometre mesafede.

– Şehir merkezine çok uzak olmaması ayrıcalık sağlıyor.

– Gizli Koy’a giderken yanınıza içme suyu ve gerekli yiyecekleri tedarik edin. Koyda böyle bir imkan yok, en yakın Beldibi’nde bulabilirsiniz.

– Aracı bıraktığınız noktadan koya inerkenki yamaç biraz dik. Yaşlı veya yürüme zorluğu çekenler için güç olabilir.

Tavsiyeler;

– Yakışırken giyin

– Öğütürken yiyin

– Ayaklar taşırken gezin

Not: Bugünün bize sunduğu görsel şöleni görmek isteyenler için şuraya blog adresimi bırakıyorum;

kalemiminfisiltisi.blogspot.com

Yeni yazılarımda buluşana kadar aşkın ve ilhamın olduğu yerde ışık ve sevgiyle kalın.

#yasiyorkenyap #yasiyorkengez #türkiyede1yer

Pedal aşkıyla Gizli Koy’a