Bir anne için, çocuğunun olması kalbini dışarıda taşımak gibi bir şey olsa gerek. Bu güzel ve özel olan duygu, bebek henüz anne karnındayken başlıyor. Bu dönemdeki hormon değişimleri anne ile bebek arasında kurulmuş ve gelişecek olan bağı destekliyor. Örneğin ‘’oksitosin’’hormonu ki biz buna sevgi ve bağlanma hormonu da diyebiliriz, hamilelik süresince yükselmeye devam ediyor. Böylece anne ve çocuk arasındaki bağ daha anne karnındayken güçleniyor. Doğumdan sonraki süreçte de bebeğin anneyi emmesi, bu bağı kuvvetlendiren ve de oksitosin seviyesinin artmasını sağlayan bir davranış. Farkında olmaksızın bir annenin karnını okşaması, ona ninniler söylemesi ise de bu bağı kuvvetlendiren davranışlar arasında.
Bağlanmayı tetikleyen bir diğer hormon ise “endorfin”. Hamileliğin son evresinde salınımı artıyor ve özellikle doğum sırasında ağrıların hafiflemesine yardımcı oluyor. Doğumdan sonra da etkisini gösteriyor ki, anne bebeğini kucağına aldığında tüm acılarını unutsun ve hafiflesin.
Peki, tek başına hormonlar mı neden oluyor annelik sevgisine? Hormonlar sadece etken maddeleri. Korunmaya muhtaç ve güven duyup, beslenme ihtiyacı olan bebeğin bakımı için anneyi güdülüyor. Asıl gelişim anne ve bebek arasındaki iletişim, dokunsallık ve yakınlıkla pekişiyor. Bu sevgiyi benzersiz kılan şey ise; annelerin algıların daha güçlü ve keskin olması. Gece uykuları örneğin; bir anne gece uykusundayken bile, bebeğinin küçücük bir sesine uyanabiliyor ve ihtiyacı neyse onu karşılayabiliyor.
“ANNELİK BİR KADIN İÇİN BAĞIMLILIK YARATAN BİR ÖDÜL GİBİ ADETA”
Bir de çocuk açısından değerlendirirsek; anneyle kurulan bağ çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini oluşturur. İnanmak güç! Fakat, Anne sevgisinin derecesi çocuğun empati yeteneğini, sosyal iletişim becerilerini ve hatta ileride karşı cinsle yaşayacak olduğu romantik ilişkinin yapısını oluşturur. Uzun süreli ilişki yaşayamayan ve bunu hayatının sorunu haline getirmiş bireylerde, yaşam öykülerine baktığımızda çoğu zaman çocukluk dönemlerinde anne ile güvenli bağ kuramadıklarını görüyoruz. Anneliğe, hiç bu gözle bakmamış olabilirsiniz.
Elbette dünyanın tüm annelerine ve adaylarına kalpten sonsuz sevgi, saygı duyuyorum.
İyi ki varsınız.
