Çiçeği burnunda işsiz, alanında beş yıl tecrübesiz

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üniversite yılları, bireyin kendini tanıması açısından çok önemlidir. Dört yıl başka bir şehirde aileden uzak, adeta tatlı bir yaşam savaşı verilir. Makarnanın her türlü çeşidi keşfedilir, evde kalan bir patates iki soğanla en iyi aşçılara taş çıkaracak tarifler üretir insan. Dağ gibi biriken bulaşıkların içinde adeta Ferhat misali o dağı delmeyi öğretir insana. Ama bu hikayede delinen dağ aşk için değil, günlük yaşama devam edebilmek içindir. Sınav haftaları kafeine kafa atmalar, esnaf kankalar edinmeler. Çevrende de sadece senin seçtiğin insanlar vardır. Bir bakmışsın, kendi kendine bir imparatorluk oluvermişsin. Tek fark, her ayın belli günlerinde yatan ve asla ay sonunu getirmeyen burs ile değirmenini döndüren bir imparatorluk.

Her şey böyle kendi keyfine göre ilerlerken birden bitiverir eğitim hayatı. Elinde diploma, yüzünde manasız bir ifade…

Bu kısma kadar her şey güzel, zor sanılsa da güzel.

Nitekim zor kısım, bu raddeden sonra başlıyor: “İş arama süreci”

Daha yenice kendini öğrenen ne yapmak istediğini öğrenen bu güzel gençlere “ALANINDA EN AZ BEŞ YIL DENEYİM ŞOKU”

O da nesi?

Dört yıl boyunca yavaş yavaş kendini tanımayı öğrenip daha yenice özgüven kazanan gençlerin yani bizlerin bunca çabası, bir iş ilanında yazan “Alanında en az beş yıl tecrübe” yazısına kadardır. Yerle bir oluverir özgüvenler.

Üstelik esnek çalışma saatlerine uygunsan. E işine gelirse!

Çevredeki tatlış(!) teyzelerimizden gelen “Ee ne oldu senin işler?” soruları cabası. Biz buna kısaca toplum baskısı diyoruz.

İşin içine toplum baskısı da girince zaten bizim için zor olan bu süreç, tadından yenmiyor açıkçası. Bir de sen vur tonton(!) teyzeciğim, amcacığım!

Ben ülkemizin genç beyinlere, fikirlere, gençlerin ürettiklerine çokça ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Alanında en az beş yıl tecrübe isteyerek biz yeni mezunları ötekileştirip içimizdeki meslek aşkının yanan alevine sular dökmektense şans verilmelidir çünkü yeni mezun bir kimse, derhal mesleğine başlama arzusundadır ve bu arzu başladığı işe daha iyi sarılmasını sağlayacaktır yani siz iş verenlerin sandığı gibi verilen işi batırmaktan öte yüceltiriz de!

Potansiyeli olan bunca gencin üzerine adeta bir karpuz çekirdeği gibi basmak yerine şans verin, umut verin. Nitekim siz de aynı yollardan geçtiniz. Başarma arzularına ses verin. Bırakın da referansımız; azmimiz, isteğimiz ve ahlakımız olsun, yüksek mevkilerdeki dayımız değil!

Çiçeği burnunda işsiz, alanında beş yıl tecrübesiz