“Ama yüce davamız var…”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kelime kökünden yola çıkarsak Kudüs’ün Arapçadaki anlamı, ‘kutsal yer’ imiş ve İbrahimi dinler olarak adlandırılan sırayla Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dini için kutsal olarak kabul ediliyormuş. Yani üç büyük dinin çıkış yeri, Kudüs ve çevresi imiş. Yaninin yanisi, üç büyük dinin peygamberleri bu bölgede yaşamış ama bölgeye hala barış gelememiş. Daha da gelecek gibi değil.

Filistin de bölgeye verilen ve kutsal olarak kabul edilen topraklara verilen genel bir ad. Anlaşıldığı kadarı ile bölgede çok farklı topluluk, halk ya da ulus yaşıyor. Ayrıca farklı dinlerin de merkezi konumunda. Böyle olunca da tarihten bu yana çatışmalar hiç eksik olmamış.

Konuyla ilgili tartışmaları izlediğinizde işin içinden çıkamıyorsunuz.

Şahsen kendi kendime “Paylaşılamayan nedir?” veya “Hangi konuda anlaşmazlık yaşanıyor?” diye sorduğumda size doyurucu bir açıklama yapamam. Zaten benim bilgi birikimimi çok çok aşan bir konu… Sayfalarca veya ciltlerce kitap okumam lazım. Ee şimdiye kadar okuyanlar çözemediğine göre demek ki daha uzun yıllar çatışma ortamı olmaya devam edecek.

Dini ve milli fanatiklerle bir sorunu çözemezsiniz. Onlar, tarihin dehlizlerine girip kendilerine mutlaka bir haklılık payı çıkarmasını bilirler. Taa taş, bakır ve bronz çağına kadar gidiyorlar!

Türkiye’den baktığımızda haberleri AA başta olmak üzere bir iki kaynaktan öğreniyoruz. Öbür taraftan baktığımızda da mutlaka benzer görüntü var. Devletlerin resmi haber ajansları, olayları tarafsız bir gözle halka anlatamaz. Her iki tarafın iletişim organları kendi taraflarını haklı bulurken ölenlere de şehit gözü ile bakıyorlar fakat her iki taraf da tek Allah’a inanıyor…

Filistin sorunu, önceleri dünya kamuoyunda daha farklı bakış açılarıyla değerlendirilirken hepimizin bildiği gelişmelerden sonra sorun İslam-Yahudi çatışmasına hapsolmuş durumdadır.

Eski Kudüs’te Hıristiyanların, Arapların, Ermenilerin ve Yahudilerin yaşam alanlarının bulunduğunu biliyoruz. Yani keskin bir din ve ulusal çatışma söz konusu. Fanatikler de orta yolu bulma taraftarı değil. Orta yolcular, hep hain ve oportünist olarak görülmüştür.

“Davamızda haklıyız ve mücadele etmemiz gerekiyor!”

Benim görebildiğim kadarı ile 70’li yıllarda Arafat’ın önderlik ettiği El Fetih döneminde dünyadaki birçok insan hakları savunucusu çevre ve örgütler, Filistin sorununa daha evrensel boyutlarda yaklaşırken zamanla öne çıkan Hamas, konuyu din mücadelesine hapsetmiştir.

Uluslararası dengeler, yeni stratejiler vs. vs. vs.

İnsanlar ölüyor… Çocuklar, ateş çemberi içinde anasız ya da babasız büyüyor…. Yoksulluk ve işsizlik diz boyu…

“Ama yüce davamız var…”

“Ama yüce davamız var…”