Malum, hassas bir dönmeden geçiyoruz. Her açıdan. Birçok alışkanlığımızı değiştirmek zorunda kaldık. Sosyal anlamda -toplum içinde- birbirimizden uzaklaşırken dar dairede yani evlerde bireyler, birbiri ile daha fazla vakit geçirmek zorunda. Evlerimiz, yaşamsal aktivitelerin %99’unun yürütüldüğü yer haline dönüştü. Eğitim, iş, yemek, uyku, dinlenmek, söyleşmek, sosyalleşmek vs. bütün faaliyetlerimiz, birçoğumuz için ev merkezli hale geldi.
Haliyle sürekli aynı ortamda olmak, kişisel olarak bazı hassasiyetlerimizin de artmasına sebebiyet verebiliyor. Uzun süreli beraberlikler, bazı noktalarda tahammülsüzlükleri de beraberinde getirebiliyor. Belki ayrı mekanlarda ikamet eden ev bireyleri bir araya gelince geride kalan beraber yaşama kültürünü tazelemeye çalışıyor. Yeni duruma adapte olmaya çalışırken biraz gergin bir ruh hali üzerimize yerleşebiliyor zaman zaman. Bu da aile içinde bazı olumsuzluklara kapı açabiliyor.
Farklı bir yaşantıyı tecrübe ediyoruz hep birlikte. “İnsanın olgunlaşması için acılarla yoğrulması gerekir çünkü o acılar, hem taş hem heykeltıraştır” diyor Bonapart. Yaşadığımız güçlükler, farklı durumlarla karşılaşınca ne yapabileceğimiz konusunda becerilerimizin gelişmesini sağlıyor. Yeniden şekilleniyoruz ruhen ve davranışsal açıdan. Belki karantina çıkınına hoşgörü azığını biraz daha çok koymak gerekiyor. Zamanda yol alırken en çok ihtiyaç duyacağımız hoşgörü olsa gerek.
Hani hep diyoruz ya “her türlü olumsuzluk, içinde fırsatı da barındırır.” Telaş etmeden o durum içinde sağlıklı davranışlar geliştirebilmek ve durumdan en az kayıpla sıyrılabilmek, hatta olumlu kazanımlar edinebilmek, yine bizim elimizde. Belki bu süreç, bizi biraz zorlasa da güzel duygu ve düşüncelerimizin gelişmesine de yol açabilir biraz çaba ve biraz anlayışla ne dersiniz?
Özellikle Ramazan’a girdiğimiz bugünlerde huzuru bulmak ve huzuru aşılamak temennisiyle…
tutunabildin mi hayata ucundan
uğraşma çoğaltayım diye toprağını
gülümse
uyandıysan yeni güne sevdiklerinle
çek içine huzuru
güneşe uzanan çiçek gibi
gülümse
bardağında varsa sıcacık çay
ve
masanda hoşgörü
çıtır bir gevreğin kıyısında ısırık gibi
gülümse
gülümse
çünkü
mevsimi geçmez hiç