Moda hareketler bunlar

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kuşak çatışması, insanlığın her dönem karşısına çıkan ciddi bir sorunudur.

Eskiden “Çok okuma yavrum, gözlerin bozulur” derdi bazı anneanne ve babaanneler… Zagor, Teksas, Tommiks okurdu gençler. Sonra kalın kalın romanları…

Şimdi gençler okumuyor…

Ellerinde birer teknolojik telefon; ha bire tuşlara basıp aşağı yukarı parmak kaydırıyorlar.

Şimdi “Oğlum, bi önüne baksana”, “Kızım, iki laf etsene”, “Kızım/oğlum, bi yüzümüze baksana…” deniliyor.

Öğrencilerle/gençlerle anlaşamıyoruz. Onlardan dört kat fazla yaşım var, aynı sıralarda oturmuşluğum, onlardan büyük çocuklarım ve yaşlarının iki katı meslek hayatım var. Yani görmüş geçirmişliğim…

Ama her şeyi onlar biliyor!

Bizim zamanımızda İspanyol paça, geniş yaka gömlek ve ceketler vardı. Favoriler ve bıyıklar konuşurdu… Bıçkın delikanlı tavırları, Ferdi ve Orhan taraftarlığı vardı…

Devrimcilik, ülkücülük ve akıncılık ya da ‘ne sağcıyım ne solcu futbolcuyum’ sevdaları vardı.

Şimdiki gençlere bakıyorum; tepede mohikan tarzı saç tıraşı, altta paramparça pantolon…

‘Son Mohikan’ filmini hatırlar mısınız! ‘Ve Mohikanların Sonuncusu’ dizisini… Mohikan yerlilerinin yaptığı gibi saçın yanlardan kesilip ortada bir şerit gibi bırakılmasıyla yapılan saç modelini…

Amerika’nın New York eyaletindeki Hudson Vadisi’nin yukarı kısmında yaşayan Amerikan yerli topluluğu Mohikanlar…

Tek kanallı TV döneminin en önemli dizilerinden idi Mohikanların Sonuncusu… Ateş etrafında dans eden Kızılderililer, Fransız askerleri, kuş tüylü oklar, nehirler, kanolar, baltalı kapışmalar falan. Ben çok severdim o diziyi.

Bu yazıyı yazarken Kızılderili atasözlerine göz gezdirdim:

“Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda ama kayadan bile kuvvetli.”

“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam, paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

Bazen kendime sorarım, acaba yaşadığımız toplumda biz de mi birer Mohikan’ız!

Mohikan olmak; biraz gerilerde kalmak, biraz sıra dışı yaşamak biraz da dinozorlaşmak gibi bir şeydir aslında.

Bir de dövme var şimdi gençlerde yeni moda. Mohikan tarzı saç kesimi, paramparça pantolonlar ve kollarda, boyunlarda dövmeler. Tabi teknolojinin son ürünü olan cep telefonları ve kulaklıklar da tamamlayıcı aksesuar…

Bazıları, derste bile kulaklıklı. Derse mi geliyor yoksa uykuda müzik dinlemeye mi belli değil!

“Siz hiç kopya çekmediniz mi hocam, neden izin vermiyorsunuz?” diyorlar kimileyin.

“Çektim ama en çok da çekemediğim derslere çalıştım” diyorum.

Son dönemde de bir sakal modası çıktı genç oğlanlarda. Tıraş olmayı sevmiyorlar mı yoksa yaşlı görünmeyi mi tercih ediyorlar bilinmez! İzledikleri dizilerde de oyuncuların çoğu sakallı.

Giyim kuşam neyse de çalışmayı sevmiyor yeni gençlik. Hem ders çalışmayı hem de bir işte çalışmayı…

Aşırı bir güven patlaması var yeni kuşakta.

Oysa Atatürk de, “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar” demiş.

İş beğenmiyorlar!

“Ne iş yaparsın?” sorusuna da “Ne iş olsa yaparım!” yanıtını veriyorlar.

Ülke olarak üretmemiz gerekiyor. Tarımda, teknolojide, bilimde ve sanayide…

“Yazın bakalım” diyorum derste; “Nereye yazalım öğretmenim!” diye soruyorlar… Ben de “Ayakkabının altına” diyorum. Gülüşüyorlar…

Zaman zaman kitabın ilgili sayfasını açıp “Oku” diyorum. Ya sesi kötüdür, ya kendini iyi hissetmiyordur ya da “Ben okumasam!”

Aslında eğitim evde başlıyor.

Sabah okula giderken kahvaltı yapmıyor, üstüne başına dikkat etmiyorsa öğretmenden de olağanüstü bir şey beklememek gerekir.

Okul-aile iş birliği, eğitimin en önemli unsuru bence. Sevgili veliler, gençlerimizi takip edelim.

Ne yiyip içiyor, neler giyiyor, arkadaşları kimler?

Sağlıklı ilişkileri var mı? Çevresine ve doğaya saygılı mı?

Bir Afrika atasözü şöyledir: “Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları. Kimse bugünkü üstünlüğüne, gücüne güvenmemeli çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.”

Gelecek ve gençler hepimizin.

Biliyor musunuz? Oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konurmuş!

Mohikanlardan girdik Afrika’dan çıktık

Bugün de böyle olsun…

NOT: Bu yazı, gazetemizin 12 Nisan 2021 tarihindeki sayısında yayınlanmıştır.

Moda hareketler bunlar