O bedeli, bu bedeli, hani bunun üretim bedeli?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Emekliye, memura, işçiye yeni yılda üç kuruş beş kuruş zam yapıldı. Amma velakin fazlasıyla geri alındı. Aldığımız her nesnede, ödediğimiz her faturada misli misli bindirdiler. Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar…

Gelen faturalarda bir tek “bakış bedeli” yok. Şu bedeli, bu bedeli, zıkkım bedeli. Olması gereken ama olmayan bir tek üretim bedeli. Bir tek onu yazmıyorlar. Onun yerine enerji fonu, TRT payı, damga vergisi, kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, güvence bedeli (NEYİN GÜVENCESİ İSE).

Bereket sayaç okuyucusunun adım vergisi, bastığı zile değdirdiği parmağının vergisi yok. Ha bir de elektrik faturalarında belediye tüketim vergisi var.

E şimdi belediye, festivallerde kıytırık iki sanatçı getiriyor diye, belediyede gereksiz onca insana maaş ödüyor diye, iki tane laleyi 80 tane işçi dikiyor diye bunların tüm ücretini ben faturamda ödemek zorunda mıyım?

Dünyaya gelme bedeli, Rabbimin bedava dağıttığı havayı soluma bedeli… Yakında bunları da faturada görürsek şaşmam. Allah’ın insanoğluna bahşettiği her güzel şeyi kapınıza kadar getirdik diye bu kadar yüklenilmez ki insana. Zaten kazandığımız üç kuruş para. Elektriğe para, suya para, havaya para, doğalgaza para. E hani karnımı doyuracak para? Mümkünse bu kurtuluş yıldönümünde sahneye ben çıkmak istiyorum. Hem de bedavaya…

O bedeli, bu bedeli, hani bunun üretim bedeli?