Kanadı kırık düş

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kurmaca düşlerin, düşüncelerin ardına takılıp yol alıyoruz çoğumuz. Yel değirmenlerine takılı kaldı gençlik düşleri farkında değiliz. Kavak yelleri esip geçeli nice oldu. Zaman aşımına uğradı yaşadıklarımız. Zaman değişti, şartlar değişti, insanlar, anlayışlar çoktan değişti. Biz değil miydik aynalarda aksimize bakıp geleceği büyüten? Biz değil miydik yarınları sabırsızlıkla bekleyen?  Biz değil miydik incelikleri hayatımızda ilmek ilmek dokuyan? Ne oldu, neden değiştik bu kadar?

Düşleri yitirmek belki o kadar zorlamıyor da geriden bugüne taşıdıklarımız hoyratça talan ediliyor ya işte o yıpratıyor insanı. İçimize attıklarımızı içimizden atamadığımız için ağırlaşıyor yolculuğumuz. İçimizin süsü, süksesi siliniyor ve silikleşiyor. Haliyle dışımız da yitiriyor pırıltısını…

Bir de vefa vardı hayatımızda, vefalı dostlarımız, arkadaşlarımız, komşularımız. Acımızı kendi acısı benlenip hemhal olanlar. Sonra, susmak güzel bir hasletti kimseleri kırmamak adına. Konuşmaksa derman dertlere. İşin ehli olan konuşur gerisi ilminden feyizlenirdi. Egolarımız şişti, her şeyi ben bilirim rolünü biçtik kendimize, işin tadı da anlamı da kaçtı değil mi? Vazgeçtik paylaşmaktan ve kendimizin sırdaşı olmayı yeğler olduk. Kendi içimizde büyüttük her ne yaşadıksa. Paylaştıkça azalmadı haliyle dertler, sıkıntılar. Paylaştıkça çoğalmadı sevinçler, mutluluklar.

İnsan kendinin esiri oldu öylece. Sözcükler esir kaldı kalp kalesinde. Özgürlüğü tadamadı tümceler. İhtiyacımız olanı bulamadık etrafımızda.  Böylece kendimizi bulduk. Özümüze inip,  kısa dinlemeli, uzun konuşmalar tasarladık. Sonra kısa cümlelerin ardına sakladık uzun yorgunluklarımızı. Uzadı zaman, kısaldı paylaşımlar.

yükü hafifletmeye yetmiyor güç
keşmekeşin içinden çıkmak güç
çamurlaşmış dimağda
dönmüyor tekerlek
yol kayıp, yolcu kayıp
çırpınıyor tek kanatlı düş
nerede mavi

nerede yeşil

sınır neresi…

Kanadı kırık düş