2000’li yıllar öncesinde Demokrat Parti’de bir ilçenin belediye başkanı adayı olabilmek için o ilçede olan tüm üyelerin oy kullandığı ilçe kongreleri yapıldığını biliriz. Milletvekili ve Genel Başkan, tabanın onayını almadan ne vekil olabilirdi ne de genel başkan.
2000 yılından sonra hem sağda hem soldaki partiler bu uygulamadan vazgeçtiği gibi sağ partilerde “temayül yoklaması” saçmalığı icat edildi.
Sol partilerde ise koltukta oturan ilçe başkanının aday belirlediği delegelere üyeler yönlendirilerek istenilen adayı delege yaparak ilçe başkanı ve milletvekili adayı yapıldı.
Sağ partide genel merkezin atamasıyla ilçe başkanı olan birisinin genel merkeze karşı hangi sebep olursa olsun çoğunlukla istek ve taleplerinin kayda değer bulunmadığı kanaatindeyim.
Sağ partide bulunan milletvekillerinin de üyenin gücünü arkasına almadığından dolayı meclis çalışmalarında kendi düşüncesine uymadığı halde oturduğu koltuğa atamayla geldiği için parmak indir parmak kaldır vekili olduklarını düşünüyorum.
Sol partilerde milletvekili önseçimleri yapıldığı ancak genel merkez tarafından dolu boş kontenjanları yazılarak o vilayete sadece turistik seyahat amaçla gelmiş kişilerin vekil olduğunu gördük.
Tüm siyasi partilerde tabandan gelen vekiller olmadığı için genel merkeze karşı bir sonraki seçimde adaylığını garanti altına alma adına biat ettikleri kanaatindeyim.
Takdir ettiğim konu, referandumda genel başkanları MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin evet baskılarına rağmen bazı teşkilatlarının ve Ülkücü Hareket’e gönül veren vatandaşların kendi hür iradeleriyle sandığa gidip istedikleri oyu kullanmalarıdır.
Referandum maddelerinin tamamının toplumun ve onları temsil eden siyasi partilerin katılımıyla otokontrol sistemi ile halkın önüne gelmesi en büyük arzumdu.
Ancak bu gerçekleşmedi. Her ne olursa olsun çıkan sonuca herkesin saygı duyması gerektiğini düşünüyorum. Şaibe iddialarını araştırmak, hukukçuların işi. YSK da hukukçulardan oluşuyor. Sonucun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum…
Bir önceki referandumda alınan kararları bu referandumda bazı maddelerini (örnek HSYK’nın yapısı ile ilgili) değiştirdik. Burada alınan kararların sıhhati çok tartışılırsa tekrar önümüze bir sandık mı gelir diye düşünmüyor değilim.
