Sizi bilmiyorum ama benim son zamanlarda dikkatimi çeken bir davranış biçimi var: Telefonla yüksek tonda konuşmak. Hem de kendini kaybedercesine…
Hangi yaşta ve nerede olursa olsun, insanları telefon ile hararetli tartışmalar yaparken görmek beni endişelendiriyor. Artık karşıdaki her kim ise yüksek tonda ve hakaretler içeren bu konuşmaları duymak toplumun ahlaki olarak nereye geldiğine dair bir işaret sayılabilir.
Yolda, trende ya da herhangi bir dinlenme alanında…
Kendini kaybedercesine karşısındaki insana bağırıp çağırıyor. Hakaretler havada uçuşuyor.
Bu tür sesli tartışmalar en çok da aile ilişkilerinde ortaya çıkıyor. Böyle insanları gördüğümde hemen oradan uzaklaşırım.
Tartışabilir ve anlaşamayabilirsiniz… Olabilir… Fakat insanların özel ilişkilerini bu kadar aleni tartışması ve adeta öfke patlaması yaşaması… Bence normal değil.
Bir de iş biraz uzayınca “Kapat telefonu, kapat telefonu; yoksa oraya gelirsem seni şöyle yaparım” tehditleri…
Kendisi kapatmayacak, ille de karşısındakine kapattıracak!
Uzatmayayım…
Dün öyle, bugün böyle diyen çok sayıda siyasetçi tanıyorsunuz… Artık alıştık desek yeri.
İnsan, acaba kayıtları veya açıkları mı var diye düşünmeden edemiyor.
Konuyu nereye getireceğimi sanıyorum anladınız.
Bir ara durulmuş gibiydi ama son günlerde kimi siyasetçilerle ilgili ‘kaset’ paylaşımlarını sanıyorum siz de izliyorsunuzdur. Ve gizli telefon kayıtları… Siyasetçilerin yanı sıra iş adamları ve gazeteciler…
Ahlak kelimesi dilimize Arapça’dan geçmiş. Arapça’da kelimenin kökü ‘yaradılış’ ve ‘huy’ anlamını barındırıyormuş.
Batı dillerindeki ‘etik’ kelimesi ile benzer ve yakın anlama sahip.
Türk Dil Kurumu da kelimenin anlamı ile ilgili şu açıklamayı yapmış: “Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları”
Peki, bu son günlerde ortalığı saçılan bu ‘ahlak dışı’ ilişkileri nasıl değerlendireceğiz?
Burada bir ilkesel tavır belirlemeliyiz…
Bana göre özel alanlar toplumu ilgilendirmez. Ben şu soruyu sorarım: “Bu tür doğru olmayan genel ahlak dışı ilişkiler, devletin işleyişini engelliyor mu veya devletten güç alarak mı yapılmış?”
Bizim dikkat etmemiz gereken yer burasıdır.
Elbette kendi iç tutarlılığı ile çelişen özel davranışlar bir şekilde geneli ilgilendirir ama örneğin karı koca arasındaki tartışmalar toplumu ilgilendiren konular arasına girmemelidir.
Evlilik, boşanma veya farklı cinsel tutumlar nedeniyle sarf edilen sözlerle, ilgili davranışlar toplumu ilgilendirmemelidir.
Ama topluma ‘ahlak’ satıp da kendisi ahlaktan ‘yoksun’ ise bunu da ilgili kişinin takipçileri düşünmelidir…
Kapat, kapat konuyu…
Kapat, kapat…
Kapat!..
Bu arada sansüre elbette hayır.
Hakarete de hayır. Yalan habere de hayır…
Ama adaletli kararlara evet… Adalet önemli…
Hatta eğitim gibi ‘şart!’
Eğitim şart…
Adalet şart…
