ÖYKAM KİTAPLIĞINDAN-16 Birgi’de “Beşinci Mevsim”(*)-2

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Önce Başaranbilek’in ressamlığıyla betimlediği Birgi’ye bakalım:“Küçük Menderes Havzası’nın insanı gönendiren yanı mevsimleridir. Hele bir de Birgi’de dört mevsimin arasında ya da içinde beşinci mevsimi yaşatan zaman dilimleri vardır ki bu doğal ve etkileyici ortamın beşinci mevsimle oluşan güzelliğidir erincini yoğaltan.” (s.39).

   “Önce mor ve yoğun kara bulutlar getiren lodos ile eğilen selviler arasında yağan yağmur. Her yerde rastlarsınız buna. Sonra gün geceye durur ve sümbül vakti üstünüzde uçuşan, neredeyse elinizi uzatınca değeceğiniz, dağınık, pamuk yumuşaklığında bulutlar. Yaşadığınız her yerde görürsünüz bunu. Bulutların arasında, lacivert göğün içinde, bir gece önce topladığınız yıldızlardan arta kalanlar… Her yerde var olur bu. Derken o patlıcan moru gökyüzünde, o bulutların arasında şavkı yüzünüze vuran dolunay; süzülür gider. Burada mevsim ne olursa olsun, bazı günler yaşarsınız bunu. Doğanın kendini zamansız ve kendiliğinden kurgulamasını kim düşünebilir? İşte burada beşinci mevsim; ay toplama zamanıdır. Doğanın çeşitli kurgularını her mevsimde yaşayabileceğiniz bir yerdir Birgi.” (s.40)

&&&&&

Başaranbilek,“Eylem içinde var olmayı yeğlemiş hep.” (s.15) Söze değil, hep eyleme yaslanmış! Sonra“Yıllarca çalıştığım İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde edindiğim deneyim ve birikim; yaşarken, resim yaparken, yazarken ortaya çıkan zorlukları aşmama yardımcı oluyor. Daha da önemlisi, hayatımın kalanını sevdiklerimle birlikte -onların da isteği ile- çalıştığım müze büyüklüğünde ve üstelik onun kadar derinlikli olan birikimli bir kentte geçirme kararı vermemi, artık bundan böyle Birgi’de yaşamamı sağladı” (s.15-16) diyerek yerleşiyor Birgi’ye. “susamlı taban gevreğinin (o zaman havzada ‘Birgi gevreği’ denirdi) tadını” unutamıyor… Kendisini Birgi’ye çekenin “Estetiğin, bir aradalığın, inceliğin birbirini eritmeden, biri diğerine baskın çıkmadan, tümü de kendi halinde ama tümü bir olanın tarihsel orkestrası…” bir kent oluşu ve “…yeşilliklere boğulmuş bu tarihsel kentin kendiliğinden oluşuvermiş izlenimi vermesiymiş.” (s.16)

“Birikimini sokağa dökmeyen, yaşadığı toplumun içine karışmayan” (s.27) aydınlardan olmamış Başaranbilek… Eylemlerle kendini gerçekleştirmeye başlamış. “Bu yolla neleri başarmış?” diye sorarsanız şöyle sıralayabilirim: 1997’den beri ÇEKÜL Vakfı Birgi Projesi’nin koordinatörlüğünü yürütüyor. ÇEKÜL’ün ‘7 Bölge 7 Kent Projesi’ne Birgi’yi aldırıyor. Sonra üniversitelerle “Yaz Çalıştayları” yapılıyor. ÇEKÜL, Birgi’de “Çevre ve Kültür Evi” açıyor. Havzadan “ÇEKÜL Gönüllüleri” oluşturuluyor. Birgi ÇEKÜL/Küçük Menderes Araştırmaları Merkezi kuruluyor. Başaranbilek, “Önümüzde içi dolu, açık bir bohça gibi duran Küçük Menderes Havzası; keşfedilmeyi bekleyen yüzlerce doğal ve tarihsel verisiyle bilim insanlarını bekliyor” (s.43) diye davette bulunuyor.

“Birgi’deyim. Hıdırlık sırtlarında, Hekimbaşı’nın mezarı yanında. Kalıbı buradan dinlendirmek isterim doğrusu… Hekimin mezar taşına göğsü kınalı bir saka kuşu konmuş, bana bakıyor, ben de Aydın dağlarına. Bademli’den Tire’ye, Selçuk’a, dünya kenti Efes’e uzanan dağ yamaçlarında beldeler, köyler. Neredeyse her köyün bir efesi var, kuvvacıları var. Ovakent, Konaklı, üniversite yıllarımda İstanbul’a, bana çiçek gönderen annemin köyü Bozcayaka… Kazanlı, Balabanlı, Boynuyoğun derken anılar yumağına dönüşüyor her yer. Ödemiş’te 1908 yılında “iptidai”de “muallim-i evvel” olan babam, bu dağlarda köylüleri Cumhuriyet’e hazırlarken onlara yeni Türkçe okumayı ve yazmayı öğretmiş. Geceleri bu köyler, bu nedenle ışıldayan bir gerdanlık gibi dururlar…” (s.51) Başaranbilek, tıpkı babası gibi aydınlatma görevini başarıyla sürdürüyor. Ne güzel şans Birgi için, Küçük Menderes Havzası için!

&&&&&

Son söz, Başaranbilek’in “BİRGİ” şiiri olsun!

Dingin dere kıyısında

İtiraf edilmeyen ne varsa

Yaşanılan aşka dair

Bir çocuğun ağzında

Islak çakıl taşları

Sel vurgunu cevahir

 

Konaklar çivit mavisi

Bilinmez ustanın ustası

Duvarda selviyle güneş

Yanında salkım söğüt

Gecikmiş hayallerde inci

Sevdadır yanar suda

 

Gece karanlığında ay ışığı

En güzel ressamı dünyanın

Göğü eflatuna boyar

Bir sümbül vakti yine

Gizli çiçek bahçesi

İçimde saklı kalbim

 

Görgülü bir mirastır Birgi

Taşlıklarda gezinir tarih-i kadim

Duyumsanır amber ve şiir

Açılınca çeyiz sandıkları

Okunur eski kitaplarda yeniden

Kalbimde saklı kalbim

 

___________

* Birgi’ye bakmak…, Deneme, Emin Başaranbilek,  Ödemiş Belediyesi, Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi yayını:16, 2. Baskı, Ekim-2019, Ödemiş, 64 sayfa.

ÖYKAM KİTAPLIĞINDAN-16 Birgi’de “Beşinci Mevsim”(*)-2