KÖY ENSTİTÜLERİNİ GERİCİLİK VE FEODALİZM KAPATTIRDI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 EĞİTİM SEN’DEN KÖY ENSTİTÜLERİNİN 75. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ETKİNLİĞİ

Eğitim Sen Ödemiş temsilciliği, Köy Enstitülerinin 75. Kuruluş yıldönümü nedeniyle sendika binasında bir kutlama etkinliği düzenledi. Ödemiş’teki Köy Enstitüsü mezunları ile emekli öğretmenlerin katıldığı kutlamada, köy enstitülerinin kuruluşu ile ilgili film gösterimi de yapıldı.

Eğitim Sen Ödemiş ilçe temsilcisi Selim Şahan’ın açış konuşmasının ardından önceki dönem ilçe temsilcisi Tayfun Bengi, enstitülerin kuruluşu ve önemi ile ilgili bir konuşma yaptı.

Köy Enstitülerinin kurulduğu dönemde Türkiye’nin eğitim düzeyi düşük, sanayisi cılız, nüfusunun yüzde 80’i köyde yaşayan bir ülke olduğunu belirten Selim Şahan, “Köy Enstitüleriyle ekonomik ve toplumsal kalkınma birlikte hedeflenmiş ve Türk köylüsünün üzerindeki bilgisizlik, cahillik örtüsü kaldırılmaya çalışılmıştır” dedi.

Kendisinin de emekli bir öğretmen çocuğu olduğunu belirten Şahan, “Çocukluk yıllarımdan bu yana hayatım eğitim çevrelerinde geçti. Bu yüzden bu ülkenin aydınlık yüzlerine karşı saygım sonsuz” dedi.

Tayfun Bengi de yaptığı konuşmada, 40’lı yıllardan itibaren Türkiye’de artarak açılan köy enstitülerinin Türkiye’nin aydınlık yüzlerini ortaya çıkardığını fakat 1950’ yıllarında dönemin feodal ve gereci çevrelerinin tepkisini çeken bu okulların DP döneminde kapatıldığını ifade etti.

Bengi, “Okur yazar olmayan bir toplum ile Atatürk Cumhuriyeti’nin hedefi olan çağdaş uygarlığa ulaşılamazdı. İşte Köy Enstitüleri ile bu eksiklik giderilmeye çalışılmıştır” dedi.

Köy Enstitülerinin yoksullukla, cehaletle uğraşan Anadolu insanını uyandırma, ayağa kaldırma, uygar bir Türkiye yaratma projesi olduğunu belirten Bengi, “Öğrenciler; öğreniyor, öğrendiklerini uyguluyor ve üretiyordu. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, sanatta, zanaatta ve sağlık alanlarında öğretmen olarak geri gönderilmiştir. Köy Enstitülerinin başlıca amacı kırsal alanı kalkındırmak, köylüyü eğitmek ve eğitmenlerle köylüyü üretici duruma getirmekti. Yüzyıllardır horlanmış köy çocuklarından yazarlar, şairler, müzisyenler, bilim adamları çıkmaya başlamıştı. Anadolu uyanıyordu. Köy Enstitülerinden yetişenlerin yaktıkları çoban ateşleri Anadolu’yu aydınlatmaya başlamıştı. Ancak bu yüksek dinamizm ve Cumhuriyetçi kadronun kazandırdığı ivme gerici ve tutucu egemen güçlerden tepkiler almaya başlamıştı. Ülkenin toplumsallaşma sürecini kolaylaştırmak için gerçekleştirilen Köy Enstitüleri girişimi, kazandığı onca olumlu sonuca karşın dinsel değerlerin çöküşüne neden olduğu gerekçesi ve komünizm geliyor korkutmalarıyla tamamlanamadı. Önce bilinçli olarak içi boşaltılan ve yozlaştırılan Köy Enstitüleri kapatılarak Anadolu’nun en önemli aydınlanma projesi ortadan kaldırıldı. Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, her yurttaş, kul olmaktan kurtulup, ülkenin onurlu yurttaşı olma bilincine ulaşacak; laik, sosyal hukuk devletinin hizmetlerinden her yurttaş yararlanacak; köy-kent arası uçurum kalkacak; kadın-erkek arasındaki hak eşitliği yerleşecek; insan, çocuk ve emekçi hakları tam olarak verilecekti” diye konuştu.

Film gösteriminin ardından bazı emekli eğitimciler, yaşadıkları anılarını paylaştılar.

KÖY ENSTİTÜLERİNİ GERİCİLİK VE FEODALİZM KAPATTIRDI