Zafer takları!

Yanmış yıkılmış bir devletin ardından kazma ve kürekle kurulan yeni bir ülkenin hangi sistemle yönetileceğine karar...

Yanmış yıkılmış bir devletin ardından kazma ve kürekle kurulan yeni bir ülkenin hangi sistemle yönetileceğine karar vermek için görmüş geçirmiş bir ‘adam’ olmak gerektiğini hepimiz biliriz.

Şimdi yeniden tarihten hatırlatmalar falan yapmayacağım… Dünya krallıklarla yönetilirken Mustafa Kemal, “Cumhuriyet ve meclis” dedi. 19 Mayıs 1919’da yola çıktı, 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi kuruldu ve 29 Ekim 1923’te de Cumhuriyet ilan edildi.

Bu üç özel gün, biliyorsunuz Türkiye’de üç bayramın adıdır.

Daha önce de yazdığım gibi ben bu bayramları ‘milli’ olmaktan daha öte özellikte görüyorum.

Sonrasını tartışabilir, eksik yönlerini dile getirebilir ve bugünkü durumu değerlendirebiliriz. Fakat bu üç günün bu ülkede yaşayan bütün vatandaşlar tarafından sahiplenilmesi gerektiğine inanıyorum.

Geçtiğimiz 30 Ekim günü ülke genelinde dağıtımı yapılan gazetelere baktım. Hala bu özel günü görmezlikten gelenler olduğunu görmek beni üzüyor.

Özetle cumhuriyet; eşit vatandaşlık, seçme ve seçilme hakkı, laiklik ve hukuk devleti demektir. Bunun bir başka adı da genel anlamda demokrasidir.

Son yıllarda cumhuriyet ve demokrasi üstüne yapılan tartışmaları hepimiz biliyoruz. Bunları bu köşede tek tek yazıp köşe doldurmanın gereği de yok. Hepimiz, kimin ne dediğini ve ne yaptığını gayet iyi biliyoruz.

Yine geçtiğimiz salı günü Saracoğlu Stadyumu’na gelen amirinden memuruna, çöpçüsünden iş adamına, sağcısından solcusuna vatandaşlara şöyle bir baktım. Hepsinin yüzünde bir gülümseme ve mutluluk ifadesi vardı.

Cumhuriyet ve Atatürk konusunda artık daha belirgin hale gelen kamuoyu baskısının kimi esir alınmış düşüncelere gerçek kimliklerini kazandırdığını gördüm. Kim ne derse desin bu ülke, demokrasiye ve cumhuriyete sahip çıkacaktır.

Gelelim 2000 kişilik zeybek gösterisine.

Yine herkesin bildiğini yeniden burada tekrar etmeyeyim. Ödemiş, büyük bir iş başardı bence bu muhteşem gösteri ile. Hem gösterinin içeriği hem de yurt çapında yarattığı etki çok büyük oldu.

Doğrusunu söylersem ben de bu çaplı bir etki yaratacağını kestirememiştim.

Kaymakamlık ve Belediye’nin manevi, Ticaret Odası’nın da maddi desteği ile gerçekleştirilen zeybek gösterisi, Halk Eğitim Merkezi’nin özverili eğitmenleri ile caddeye çıkmıştı. Ben, öncelikle bu işin fikir babası Halk Eğitim Merkezi Müzik Öğretmeni Bedirhan Diyarbakırlı öğretmenimize teşekkür etmek istiyorum.

Ardından etkinlikte görev alan vatandaş ve öğrencilere, daha sonra da bu etkinliği ulusal basına taşıyan gazetecilere, haberi en hızlı şekilde ajanslara servis eden belediye basın yayın personeline, çevre pencere ve balkonlardan fotoğraf ve video çekip çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde paylaşan cumhuriyet sevdalılarına…

Sonuca gelirsek, geçtiğimiz yıllarda yapılan gösterilere stadyumda yeterli ilgi gösterilmezken bu yıl yapılan gösterilerin kalitesi, Ödemişliler tarafından sahiplenildi. Bu, “İyi işler yapıldığında destek bulur” fikrinin de ispatı oldu. Minicik çocuğu ile gösteriye katılan Ece Hekim öğretmenimiz de bu büyük buluşmaya renk kattı.

Unutmadan yazayım; bu gösteriler için iki haftasını veren 20 eğitmen, bu çalışma için beş kuruş para almamıştır. Tamamen gönüllülük esasına dayalıdır. Gösterinin ses ve görüntü sponsorluğunu Ticaret Odası yapmıştır. Belediye ve Milli Eğitim, salonlarını çalışma için açmıştır.

Pazartesi günü gecenin dördüne kadar çalışan cumhuriyet sevdalısı 20 eğitmen, sabahleyin de erkenden Saraçoğlu Caddesi’ne gelip hazırlıkları gözden geçirmişlerdir.

10-15 yıl kadar önce yine bu köşede yazmıştım.

Demiştim ki Saracoğlu Caddesi’ni milli bayramlarda iki saat kadar kapatıp büyük bir geçit töreni düzenleyebiliriz. Okullarımız, zafer takları altından geçip yürürken öğrencilerimiz de gösterilerini sunabilirler.

Bayram, festival demektir. Bayram, eğlence demektir. Bayram, gösteri demektir.

Rengarenk elbiselerle gösteri yapan öğrencilerin büyük bir coşku ile caddeden geçtiğini, caddenin etrafında biriken vatandaşların da onları alkışladıklarını düşünün.

Balkonlardan ve pencerelerden çiçekler atıldığını…

Oldu bu iş… Hem hedefimizdeki demokratik cumhuriyete olan bağlılığımızı gösterdik hem de Ödemiş’in adını duyurduk.

Bakmadan Geçme