Yetmişbeşe Yüz Kala
Bilirsiniz, eskilerin doğum günleri pek kutlanmaz. Çoğunlukla da bilinmez. Hatta bizim kültürümüzde doğum günü kutlamak bile...
Bilirsiniz, eskilerin doğum günleri pek kutlanmaz. Çoğunlukla da bilinmez.
Hatta bizim kültürümüzde doğum günü kutlamak bile son yıllarda kabul gören bir alışkanlık haline gelmiştir.
Kültürümüzde yeni ama doğum günü kutlamak kötü mü? Tabii ki hayır ama bu tür kutlamalar biraz da tüketim toplumunun üretimi gibi geliyor bana. “Hediye al hediye ver”
**
Aynı gazetede yazı yazdığımız Mehmet Şahan’ ın babam olduğunu kimi okurlarımız yeni öğreniyor olabilir. Takip edenler bilir babam da benim gibi 22 yıldır bu gazetede düzenli olarak yazı yazıyor.
Üç çocuğu olarak geçtiğimiz günlerde babamın doğum gününde ona bir sürpriz yapalım dedik ve gazetede yayınlanmış yazılarından oluşan bir kitap hazırladık. Adı: Yetmişbeşe Yüz Kala
Kitap yakında basılacak. Lafı uzatmadan sizi önsözü ile başbaşa bırakayım:
Önsöz, bir kitap hakkında bilinmesi gereken en özlü bilgilerden oluşur. Ya da okuyucunun kitaba ısınması amaçlı yazılmış yazıdır. Bu yazı da hem kitap hakkında hem de yazan ve yazdıranlar hakkında bir önsöz olacak. Hem de üç kardeş tarafından yazılan bir ön bilgi.
Kardeş olan üç kişi dedim ama yazının yazılması için bana yetki verildiği için ben de bu üç kişi adına kitabı ve yazarı tanıtmaya çalışacağım.
Kitabın yazarı Mehmet Şahan, bizim babamız. 20 küsur yıllık esnaf, 32 yıllık öğretmen, 55 yıllık baba 57 yıllık da eş.
Üç kardeş; sırasıyla Yağcılar, Çaylı ve Kaymakçı’ da doğmuşuz. Üçümüz de okumuş / okutturulmuş birer meslek sahibi olmuşuz.
Nazım Hikmet’in “Ben babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim” sözünü çok duymuşluğumuz vardır babamızdan.
“Ben sadece ölen babamdan ileri / doğacak çocuğumdan geriyim / ve bir kavganın adsız neferiyim.”
Ondan ne kadar ileri gittiğimiz tartışılır belki ama geri kalmadığımızı söyleyebilirim. Bizi kendisinden geri bırakmayan babamıza ve tabii ki annemiz Emine Şahan’ a bizi bugünlere taşıdıkları için ve hep yanımızda oldukları için teşekkür ederiz.
Bu kitap, babamızın 75’inci yaşgünü dolayısıyla kendisine yaptığımız bir sürpriz oldu. Bu kitap, babamızın 75 yaşından önce yazdığı son 100 yazının toplamından oluşuyor. Bu yazılarda biz varız, Kaymakçı var, Ödemiş var, Türkiye var… En önemlisi demokrat bir babanın yaşadığı yerden dünyaya bakışı var.
Küçük Menderes Gazetesi’nin 27 Aralık 1997 tarihinde çıkmaya başlamasıyla birlikte ayrıntı adı ile ‘köşe’ yazmaya başlayan Mehmet Şahan, bazı küçük aralıklar dışında 22 yıl boyunca her hafta yazdı. Önceleri, “yazabilir miyim acaba!” tedirginliği yaşarken, benim de desteğim ve tamamlamalarım ile her geçen gün yazma virüsüne bulaşmış oldu. Bir beyaz kağıda kalem ile el yazmaları şeklinde devam eden bu serüven daha sonra yine bizim teşviklerimizle bilgisayarla yazmaya dönüştü. “Bu yaştan sonra!” demeyip, bilgisayar kullanmasını da öğrendikten sonra duygu ve düşüncelerini geniş bir okuyucu kitlesi ile buluşturmaya devam etti.
Kimi zaman yazıları benim yazdığımı iddia edenler oldu ama aradaki üslüp farkını görenler, onun kaleminden çıktığını kısa sürede anladılar.
“Bizim Hasan” ile kimi zaman kamuoyunun kimi zaman da kendisinin düşüncelerini kağıda döktü.
Yazıları, hep, “Sevgi, saygı ve mutluklar” temennileri ile bitti.
Çocukları olarak bu yazıları kitap haline getirmeyi hep düşündük ama bir türlü yapamadık.
75 yaşına girerken 22 yılın yazılarını toparlamak da oldukça zor olacağı için, “Hiç olmazsa son yüz yazısını bir kitap haline getirelim” dedik. Yetmişbeşe Yüz Kala adı da buradan çıktı.
Kitapta yaşamının büyük çoğunluğunu Ödemiş’in aydın ve varlıklı bir beldesi olarak değerlendirdiğimiz Kaymakçı’ da geçirmiş bir kasaba aydını ile Avrupa görmüş TÖS üyesi bir öğretmen bilinci ve üslubuyla yazılmış 100 yazı bulacaksınız.
Biz onun Küçük Menderes Gazetesi aracılığı ile Ödemiş ve çevresinde önemli bir okuyucu kitlesine sahip olduğunu ve gazetenin okunan yazarlarından biri olduğunu biliyoruz.
22 yıllık köşe yazıları, gazetenin arşivlerinde duruyor. 75’ten önceki son yüz yazısı da okuyuculara öncekiler hakkında genel bir bakış açısı verecektir. Bu bakış açısı, kalemini kendi kişisel menfaatleri için satmayan cumhuriyetçi, Atatürkçü, demokrat ve devrimci bir aydının bakış açısıdır.
Zevkle okuyacağınızı düşünüyoruz…
Kızları Bilge Kayhan ve Sevinç Altıntaş adına oğlu Selim Şahan
Bakmadan Geçme





