Yerel basına sahip çık, çelme takma
Dükkanların önünde, yürürken, evde, arabada, otobüste, minibüste, durakta, çarşıda her yerde muhabbet ettiğimiz pek çok insanın...
Dükkanların önünde, yürürken, evde, arabada, otobüste, minibüste, durakta, çarşıda her yerde muhabbet ettiğimiz pek çok insanın klişe cümlesidir: “Sizin de işiniz kolay değil. Hele ki basının özgür olmadığı bir memlekette haber yapmak, eminim çok zordur.”
Özgür olanın devlete hizmet ettiği, olmayanın parmaklıklar ardından kamuoyuna seslendiği bir ülke Türkiye, haklısınız. Zor ve meşakkatli bir meslektir gazetecilik. Mesleğimizin olmazsa olmazı tehlikedir. Her gün çalıntı, çırpıntı haberlere imza atıldığı düşünülürse dünyanın en rahat mesleklerinden bir tanesidir bu yönüyle. Vizyon da çok önemlidir. ‘Birilerini mutlu edebilmek’ ile ‘Birilerinin tepkisini alabilmek’ işin antidepresanıdır. Her ikisi de zevk verir. Vermelidir de. Çoğu zaman bu zevke nail olan gazeteci, işini doğru dürüst yapmanın sarhoşluğuyla gider evine. Evi, işi; işi de kalemi, fotoğraf makinesi ile not defteridir.
Kısacası, yazları kırk derece sıcağın üzerinde, kışları ise çok düşük sıcaklıklarda sokakta olan emekçi basına gereken değer verilmelidir. Basın; siyasi liderlerin, oda başkanlarının, sivil toplum kuruluşlarının reklam ürünü olarak görülmemeli, ayakta alkışlanmalıdır. Bir insanla bir gazeteciyi ayıran bakış açısıdır. Biz ki sokakta yürürken gördüklerimizi haber malzemesi haline getirebilme yeteneğimizi normal bir insandan üstün olan detaycılığımız ve bakış açımıza borçluyuz. Çoğu insanın kolaylıkla erişebildiği haberlerin yapım aşaması, hazırlanışı, dijital ortama dökümü ile yayımlanması bazen saatler, bazense günler alabilir. Tabii çoğu insan için böyle görülmediğinin de farkındayım. Yediğimize içtiğimize imrenenleri, arkamızdan laf edenleri sadece bir günlüğüne sahaya ziyarete beklerim. Buyurun neler yapıyoruz, nasıl yapıyoruz bir görün.
Bu emekçilere ekmek kapısı sağlayan emekçiler de unutulmamalıdır tabi ki. Okuduğumuz mesleği yapabilmemizi sağlayanlara sırt çevirenlerin işleri düştüğünde 180 derece dönüşlerine olduğumuz şahitlik kadar zevk aldığımız başka bir şey daha yoktur. Fırsatçı insanların fırsatçı tavırlarına gülümseyişimiz de tamamen bundandır.
Mesleğimi yaptığım süre zarfında bu insanlardan çok gördüm. Görmeye de devam ediyorum. Sanki zorundaymışım gibi tavırlarla yalakaca haberlerini yaptırmaya çalışanlara da klavyem aracılığıyla selam gönderiyorum. İşi düşünce telefonuna sarılıp ”Ececiğim…” diye başlayan cümlelerine karşın bizim işimiz düştüğünde telefonu meşgule atıp selamı sabahı kesen karakter yoksunu büyüklerime de kucak dolusu saygılar.
İşin Hatice’si böyle, neticesi bambaşka.
”Bütün bu yazdıklarını nereye bağlayacak acaba?” dediğiniz dakikalarda ben, muhtemelen 15. Süs Bitkileri Fuarı’nda röportaj yapıyor olacağım. Az önceki kabalığımı affedin. Üstünüze alındığınız bir husus olursa fuara beklerim.
Neticede,
Bir şehir, basın mensuplarına verdiği değer kadar vizyon sahibidir bana göre. Vizyonu gelişmek, ilerlemek, sayılmak olan bir kentin el üstünde tutulası tek organı da yine basın kuruluşlarıdır. Ödemiş’te basına ve içindekilere değer veren insan sayısı, beni benden alsa da yavaş yavaş değişmeye başlayan algıyla beraber içimi tatlı bir heyecan kaplamıyor da değil. Tüm gün işi sokaklarda birilerinin, bir grubun, partinin, kuruluşun, kamuoyunun sesini duyurmak olan insanlara destek olmak da yine yukarıda saydıklarıma ve de değerli halka düşüyor.
”Sizin de işiniz kolay değil. Hele ki basının özgür olmadığı bir memlekette haber yapmak, eminim çok zordur.” Şu cümleyi kuran abilerim, ablalarım, teyzelerim, yengelerim, dedelerim, nenelerim…
Çaremiz de çözümümüz de ilacımız da sizsiniz. Basına ve emekçilerine verdiğiniz değer ile Türkiye’de basını yüceltecek olan bakış açısını değiştirecek olan yine siz olacaksınız.
‘Özgür basın’, siz sesinizi duyurmak istiyorsanız var olabilir. Saklanıp gizlendiğiniz deliklerinizden dışarı çıkmadıkça, dışarıdaki hayatı yok saydıkça basının katili de siz olacaksınız. Biz, Ödemiş’in 22 yıllık yerel basın kuruluşu Küçük Menderes Gazetesi olarak sorunlarınızda, sıkıntılarınızda sesiniz; TV9 İzmir olarak da gözünüz olmaya devam edeceğiz. Tabi katilimiz olmazsanız.
Durun bakla çıkıyor ağzımdan: Yerel basına sahip çık, çelme takma.