• Haberler
  • Yeni eğitim sistemi Ödemiş'te konuşuldu

Yeni eğitim sistemi Ödemiş'te konuşuldu

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Mesleki Gelişim Akademisi çalışmaları çerçevesinde Ödemiş'te “Sahne Sanatı Olarak Öğretmenlik ve...

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Mesleki Gelişim Akademisi çalışmaları çerçevesinde Ödemiş’te “Sahne Sanatı Olarak Öğretmenlik ve 21. Yüzyıl’da Öğretmen Olmak” konferans düzenlendi. Okul müdürleri ve öğretmenlere yönelik konferansta gündemde tartışılan yeni eğitim sistemi ele alındı. Konuşmacılar öğretmenlere yönelik tavsiyelerde bulundu.

Ödemiş Ticaret Odası ve Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği’nin ortak organizasyonuyla Ödemiş Belediye Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa Milli Eğitim Bakan Danışmanı Dr. Adem Çilek, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nde görevli Dr. Ferah Güçlü Yılmaz, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayhan Aydın, Ödemiş Ticaret Odası Başkanı Rıfat Eriş, Ödemiş İlçe Milli Eğitim Müdürü Bahattin Gengörü, şube müdürleri, okul müdürleri ve öğretmenler katıldı.

 

ÖLÇME DEĞERLENDİRME SİSTEMİ DEĞİŞİYOR

Milli Eğitim Bakan Danışmanı Dr. Adem Çilek, eğitim sistemindeki yeniliklerle ilgili bilgiler vererek, ölçme değerlendirme sistemini sadece öğrencilerin aldığı derslerle ilgili değil sosyal, kültürel ve sportif alanlardaki yeterliliklerini, kabiliyetlerini ve kazanımlarını da ölçecek bir yapıya kavuşturacaklarını söyledi. Çilek, “Sadece öğrencilerin mi? Hayır; okul müdürlerinin, öğretmenlerin, okulun kendisinin ve ilçesinin de. Bu kıyaslama anlamında değil. Bunu hangi okula destek verilip rehberlik yapılacak belirlemek üzere yapacağız. 60 küsur parametreden oluşan, daha artırılabilecek; ‘Okul Profili Değerlendirme’ dediğimiz bir yapı ortaya koyuldu. Bu yapıda neler var? Bir okul projeleriyle yaptığı çalışmalarla, aldığı eğitimlerle, bütçesiyle neler yapabilir, neler yapmış ya da dezavantajları neler, nelere nasıl destek verilebilir bunlar ortaya konulacak.

 

CEP TELEFONU UYGULAMASI İLE ÖĞRETMENE ERİŞİM

Bu yapı her çocuğumuzun kendine özgü kazanımlarını görebileceğimiz bir yapı. Yetenek ve kabiliyetlerine kadar takip edilebilecek bir yapı. Cep telefonuna indirilebilecek bir uygulama ile ‘Benim çocuğum üslü sayılarla ilgili desteğe ihtiyacı var’ deyip velinin bir düğmeye basıp öğretmene mesaj yollayabileceği bir yapının, teknolojik altyapısı hazır şu anda. Süreç içerisinde bunları yaşayabileceğiz inşallah” dedi.

Çilek, her öğrencinin kendi kabiliyetine göre eğitim alacağı bir modelin ortaya konulacağını ifade ederek, “6 saat bir çocuğa ne vereceksiniz? Biz dedik ki bu çocuğa 6 saat matematik verinceye kadar, bu çocuğa başarılı olacağı, özgüveninin yüksek olacağı 2-3 saat verelim. O çocuğa başarılı olma şansı vermeyince suça sürüklenen çocuğa kadar gidebiliyor. Ama o çocuğa başarılı olacağı bir alan verseniz bir yukarı gidiyor. İstihdam olabileceği alana yöneliyor” dedi.

 

“ÇOCUKLARIMIZA İNSANİ BECERİLERİ ÖĞRETMELİYİZ”

Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nde görevli Dr. Ferah Güçlü Yılmaz ise “21. Yüzyılın ana eğitim alanları okuma dil ve becerileri, matematik okuma, fen okuryazarlığı, medya enformasyon okuryazarlığı. Geri kalanlara bakalım üretkenlik, hesap verebilirlik, eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcılık, inisiyatif kullanma, sosyal kültürel arası beceriler, liderlik, esneklik, özdenetim tüm bunlar içsel-sosyal bilgi ve beceriler değil mi? Biz bugün şunun farkına varmışız. İyi doktor demek iyi insan demek değil. Demek ki burada ayağımız takılmış ve düşmüşüz sadece Türkiye olarak değil dünya olarak. Derece yapmış mimar ve mühendisler yurtlar yapmışlar ama o yurtların altında yüzlerce çocuk ölmüş depremlerde. Demek ki bir yerde eksiğimiz var. Çocuklarımıza öğretmemiz gereken şeyler insani beceriler.  Bağımsız düşünme, ekip çalışması, başkalarına değer verme. Bilgi sizlere bunları öğretmez. Bu yüzden bence çocuklarımıza spor, müzik, resim öğretmeliyiz. İnsanların farklı olduklarını anlamaları için. İnsanların makinelerden farklı olduklarını göstermek için. İnsan yetiştirmeliyim okullarda. Bilgi ikinci planda. Bizim burada devlet politikası eksikliğimiz var ve bu tamamlanacak en kısa zamanda” dedi.

 

“FELSEFESİ OLMAYAN EĞİTİM SİSTEMİ PUSULASIZ GEMİ GİBİ”

Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayhan Aydın da “Bir çocuğun kalbine dokunmadan öğretmen olamayız. İnsana değerli ve önemli olduğunu hissettirme sanatıdır eğitim. Öğretmenin görevi yaşamı olağanüstü yapmaktır. A noktasından B noktasına giden problemlerle hiçbir içerik geliştiremezsiniz. Felsefesi olmayan bir eğitim sistemi, pusulasız gemi gibidir. Eğitim bize özgürlüğü öğretir. Özgürlük, insanlık, adalet. Eğitimde adalet var mı? Bunları ne zaman konuşacağız?

İki türlü insan vardır, hayatın mucize olduğunu bilenler ve bilmeyenler. Eğitim iyiyle kötüyü anlatmaktır. Kötünün yanında dururken iyiyi anlatamazsın. Bazı ülkelerde 10 kişi başvuruyor 1’ini öğretmen atıyorlar. Bazı ülkelerde 10 kişi başvuruyor 20’sini öğretmen olarak atıyorlar. Bence burada yanlışlık var. Öğretmenler dünyanın en seçkin en soylu insanlarıdır. Atatürk’ün dediği gibi ‘Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır’ Vatanseverlik anlatmana gerek yok. Görevini iyi yap, insanını sev. İnsanını ayırma. En büyük günah budur ayrımcılık” diye konuştu.

 

“ÖĞRETMENLERİN MÜTHİŞ BİR OKUMA AŞKI OLMALI”

Aydın şöyle devam etti: “Henüz söylenmemiş sözleri söyleyenlere öğretmen diyoruz. Onlar kaptandırlar. Hangi çocuklara kaptan olabildik? Öğretmen eğitiminde bunları konuşmazsak olmaz. Öğretmenin emektar olması gerekir. Felsefe, tarih, hukuk, müthiş bir okuma aşkı olmalı. Asıl soruları oradan yakalamalıyız. Öğretmenin hayal gücü yoksa yeni kitaplar yazamayız biz. Yeni filmler çekemeyiz. Dikkat edin Türk sinemasının en çok izlenen 10 filminden 4’ü Recep İvedik’tir. Filmler yapalım, kitaplar okuyalım kitap gibi olsun”

Konferans sonrası Prof. Dr. Ayhan Aydın, kitaplarını Ödemişli eğitim yöneticileri ve öğretmenler için imzaladı.

Başar Uçar

Bakmadan Geçme