Yeni Çadır

Ayhan Oğan adlı eski AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi ve Sivil Alan Platformu...

Ayhan Oğan adlı eski AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi ve Sivil Alan Platformu başkanı, katıldığı bir televizyon programında, “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır” diyerek Türkiye’nin gündemine oturdu.

Daha sonra sosyal medyada açıklamalarına devam eden Ayhan Oğan adlı kişi, “16 Nisan itibariyle yeni bir süreç başlamıştır. Bunu engellemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Siyasi tarih bunu şöyle yazacaktır: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, kurucu partisi CHP’dir. İkinci kurtuluş, Türkiye’nin tam bağımsız, halkın devleti olarak dizayn edildiği, kurumsal yapıya kavuştuğu sürecin lideri de Recep Tayyip Erdoğan ve onun yanında saf tutan siyasi liderlerdir. Ve o kurtuluşun partisi de AK Parti’dir. Sözlerim gayet açık ve nettir” şeklinde açıklamalarını sürdürmüştür.

AKP’yi temsil edebilecek bir sıfat ve konumu bulunmayan bu kişinin televizyon programına çıkartılarak bu şekilde konuşturulması, manidar ve düşündürücüdür. Akıllara kamuoyu test mi ediliyor düşüncesini getirmektedir.

CHP’nin ardından MHP ve AKP sözcüsünün, hatta Başbakan’ın dahi “Hadi oradan” dediği bu zata ve bu zihniyete pirim verilmemelidir. Umarım açıkça suç unsuru olabilecek bu fiil, kovuşturulur ve yargı gereğini yapar. Aksi takdirde Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyeceği belirtilen ilk dört maddesine açıkça aykırı olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’e hakaret ve nereden bakarsanız bakın küçük düşürücü beyanda bulunmak ve yıpratmaya çalışmak kötü bir örnek teşkil edecek, algı ve kamuoyu yaratmanın penceresi açılacaktır.

Bilindiği üzere anayasanın ilk dört maddesinde devletin şekli, başkenti, bayrağı, dili, bütünlüğü, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu yazılıdır.

Dünyanın hiçbir ülkesinde parasın üzerinde resmi olan, devletinin kurucusuna bir vatandaşı bu şekilde söz sarf edemez.

Binlerce kişinin Cumhurbaşkanlığı’na hakaret iddiası ile yargılandığı, Atatürk büstlerine saldırıların olduğu dönemde bu şekilde talihsiz açıklama yapanların sadece meczup olarak nitelendirmek tehlikeli sonuçlar yaratabilir.

16 Nisan referandumunda bunun rejim değişikliği değil sistem değişikliği olduğunu savunan iktidar partisinin bu konuda samimi, dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir.

Ekmeğiniz biter bakkaldan yeni bir ekmek alırsınız, kaleminiz biter kırtasiyeden yeni bir kalem alırsınız, eviniz dar gelir yeni bir ev alırsınız, ama yeni bir ana, yeni bir baba, yeni bir vatan alamazsınız. Çadır kurmaya benzemez bu işler.

Belki ekonomimiz, demokrasimiz, eğitim düzeyimiz çok iyi değildir ama Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayaktadır.

Yeni bir devletten bahsetmek ancak ya ortada devlet yoksa ya da devleti yıkarsan söz konusu olur, haşa…

Yeni devlet kuruyoruz diyen zat daha ne istiyor ki, Türkiye Cumhuriyeti devletinin nesini beğenmemiş? Yoksa ağzında ıslatılan başka baklalar mı var? Elbette ki bir daha 15 Temmuzları yaşamamız için gereken her türlü önlem alınmalı, bağımsız yargı görevini yapmalıdır.

Hoşafla koşaf birbirine karıştırılmadan Anayasanın temel ilkeleri ve ilk dört maddesi çerçevesinde mücadele amansız sürdürülmelidir. Ülkemizin geldiği bu hal veçhile ilan edilen OHAL, başkentte 30 Ağustos Zafer bayramı etkinliklerinin iptaline sebeptir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kurtuluş Savaşı’ndan neseptir.

Kurtuluşun önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün bugüne ışık tutan sözünün tam zamanıdır: “Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.”

Yeni devleti kime karşı kuracaksınız? Sorarlar…

Milli ve kurtuluş değerlerimize sahip çıkmalı, sözde değil özde birlik ve adalet istemeliyiz.

Nasıl ki yedi düvel işgalcilere karşı Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı, Sünni’si, Alevi’si, kadını, çocuğu erkeği, yörüğü, efesi bir oldu, düşmanı denize döktü, bu vatan kurtuldu, bu devlet öyle kuruldu.

Çünkü Anadolu’dan bir ses yükseldi “Ya istiklal ya ölüm”…

Bakmadan Geçme