Yazma Merakı
Yazmaya çok meraklı olmadığımızı sananlar çoğunluktadır. Kâğıt, kalem, defter yaşamımızın uzağında bir ada gibidir. İlkokul, yılları...
Yazmaya çok meraklı olmadığımızı sananlar çoğunluktadır. Kâğıt, kalem, defter yaşamımızın uzağında bir ada gibidir.
İlkokul, yılları ardından ortaokul ve lise. Zaman ilerledikçe çantadaki kitap sayısı da defter sayısı da azalır.
Son yıllarda çokça tanık olmuşumdur. “ Sınavım var, öğretmenim. Bana bir kalem verir misiniz?” sözüne.
Bir silgiyi bölüşmek desem. Bir küçük silgi kaç parçaya bölünebilir bunu pek çoğunuz hayal bile edemez. Önce iki arkadaş bölüşür ortasından. Sonra o parçalar bir daha ikiye bölünür bir daha… Un ufak olana dek.
Oysa yaşamda üleşmek pek de kolay yapılabilen bir eylem değildir. Ekmeği üleşmek, acıları, sevinçleri, duyguları, düşünceleri…
Yazmak demiştik değil mi? Yazmak. Biz aslında yazmayı okumaktan daha çok severiz.
Okula gelirken yol boyunca pek çok duvarda yazılar görürüm. Bir trafo duvarında şöyle diyor:
“vel com cehennem”
Bu yazıların pek çoğu romantik şeyler. Arada kırgınlık, öfke ve sevi ifadeleri taşıyanlar da var elbette…
Üniversite yılarımda sıralar üzerine yazılmış sözleri ve şiirleri derlemiştim. Yıllar içinde pek çok şey gibi onlar da yitip gittiler.
Akılda kalıcı popüler şarkılar, şiirler hatta küfürler… Ne ararsanız var.
Arabalara yazma merakı var bir de. Kamyon arkalarına yazılanlar pek çoğumuzun malumudur. Arada bir yolculuk yaparken dalar gider insan o yazılara.
“ Ölüme gidelim dedin de mazot mu yok dedik”
“Gönlünde yer yoksa ayakta da giderim.”
Otobüsler, kamyonlar eskiden at arabaları…
Ayakkabı boyacılarının küçük tezgâhlarında bile özene bezene, düşünülerek yazılmış sözlere rastlanır. Seyyar satıcıların arabalarının camları da bir defteri aratmaz çoğunlukla.
Tuvalet kapılarının ardı da vazgeçilmez yazı mekânlarındandır. Tuhaftır buradaki iç dökmeler. Hepsinin kendi içinde bir dolu mesajları vardır ulaşma umudu bile olmayan.
Şöyle bir pikniğe çıkın. Ağaç gövdelerine bakın. Her biri efsanevi bir aşkın kahramanlarını saklarlar gölgelerinde.
Yeni dökülmüş betondaki yazıları da atlamamak gerek.
Bakmayın yıllar içinde kitaptan, kalemden, defterden uzaklaşıldığına. Biz yazmaya çok meraklı bir toplumuzdur aslında.
Sevgi, dostluk ve umutla.
Bakmadan Geçme





