
Satmalı mı satmamalı mı!
Selim Şahan
Sosyal medya üstünden takip edebildiğim kadarı ile Ödemiş’te belediye borçları, gelirleri ve taşınmazları üstünden bir tartışma yürütülüyor…
Sizin de anlayacağınız gibi, belediyenin her geçen gün alan gelirleri ve her geçen gün artan borçları söz konusu.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ne kadar gelir var, ne kadar gideri var ve borçların geldiği nokta hakkında hiçbir somut doğru bilgim yok. Herkes bir şeyler söylüyor ama kimin doğru kimin yanlış bilgi verdiği konusunda da derli toplu bir açıklama yok…
Şurası belli ki bir süredir belediyeler üstünde bir ‘Demoklesin kılıcı’ var ve bu kılıç, belediyelerin hizmet üretmesini engelliyor. Deyim eski Yunan efsanelerinden geliyor: “Büyük sorumluluklar, büyük sıkıntılar doğurabilir!”
Eskiden bu yana gelen ödenmeyen borçlar…
Eskiden bu yana artarak gelen çalışan sayısı…
Ve son dönemlerde baş gösteren belediye gelirlerinin tırpanlanması…
Ben bu konularla ilgili çok az sayıda belediye başkanının ‘kusursuz’ olduğunu düşünüyorum. Hemen her partiden başkan göreve geldiğinde borçlanmış, haddinden fazla işçi ve memur alımı yapmış…
Belki de Türkiye gibi ülkelerde, bundan kaçış yok…
Bir de şunu belirtmek durumundayım ki, insanlar iktidarda ise yönetimi savunuyor, muhalefette ise ateş püstürüyor. Her şeye muhalif bir vatandaş profilimizi de yok saymayalım…
Uzatmayalım…
Ödemiş’te de saydığımız genel görüntüden farklı bir durum yok…
Dün satalım diyenler bugün, halkın malı satılamaz diyorlar, dün satmayalım diyenler de bugün başka çare yok diyor. Konuyla ilgili size Türkiye’nin her yerinden farklı partilerin iktidarda olduğu belediye haberleri bulabilirim. İsterseniz siz de bulabilirsiz. Hatta aramaya gerek yok, Ödemiş’te bile son 20 yılın belediye yönetimlerini ve icraatlarını incelerseniz sözünü ettiğim durumla rahatlıkla karşılaşırsınız.
Sayıları karıştırdık; şimdi belediyenin 1 milyar mı yoksa 1 trilyon mu borcu olduğu konusunda iddialar var. Ve öğrendiğimiz kadarı ile belediye, bazı taşınmazları elinden çıkararak bu gideren artan borçlanmanın önüne geçmek istiyor.
“Vay efendim halkın malı nasıl olur da satılırmış!”
Yanlış anlamayın ben en azından şimdilik bu yazıda satılsın veya satılmasın demiyorum.
Ama insanları anlamakta güçlük çektiğimi söyleyebilirim.
Satılmasın diyenler üretim yapılsın önerisi sunuyorlar.
Peki ama üretimden kasıt ne!
Belediye fabrika mı açacak?
Belediye, çiftçilik mi yapacak?
Belediye esnaflık mı yapacak?
Sonra; devletin malı, belediyenin malı ve vatandaşın malı farklı mı?
Bu satış meselesi takip edebildiğim kadarı ile yaklaşık 20 yıldan bu yana Ödemiş’te tartışılıyor…
Üstte de belirttiğim kimi sattırmam diyor ki kimi de satılsın!
Ben öncelikle, belediyenin bu konuda net bir açıklama yapması gerektiğini, borçların ve gelirlerin miktarı konusunda bilgi vermesi gerektiğine inanıyorum. Bu aşamaya kadar gelmişken bir yararı da olacaksa, dönem dönem artan borçlarla azalan gelirler konusunda kamuoyuna net bir açıklama yapılmalı.
Sonra, bu net bilgiler ışığında belediye meclisinden oluşacak bir komisyonu konuyu değerlendimeye almalı ve partiler gelecek 5-10 yıllık bir plan dahilinde kendi önerilerini sunmalı… Ardından da belediyenin elindeki, en azından doğru değerlendirilemeyen ve yeterli gelir elde edilemeyen taşınmazların durumları değerlendirilmeli.
Hani, eski başbakan ve cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in meşhur bir sözü vardır: “Petrol vardı da biz mi içtik!”
Mantıklı bir çözüm önerisi var da belediye mi kabul etmiyor!