Şapkadan tavşan çıkar!
Selim Şahan
Şu sosyal medya adı verilen devasa sanal dünya…
Herkes bir şeyler yazıyor ama ne kadarı doğru ne kadarı yanlış ya da yalan bilen yok… Halbuki iletişim çağında yaşıyorken araştırma yapmak o kadar kolay ki! Yayınlanan fotoğraf ve yazılar doğru mu ya da yanıltma ürünü mü kolayca öğrenebiliyorsunuz.
Algı çağında yaşıyoruz diyebiliriz…
Kendini uyanık sanan bir gurup kara cahil, yalan yanlış bilgileri paylaşarak gerçekleri ters yüz edebileceklerini sanıyor…
Neymiş efendim İngiliz’i kovmuşuz ama neden onun şapkasını giyiyormuşuz! Bak sen!
Sadece şapkasını değil ki ayakkabısını da giyiyoruz! Şaka bir yana ayakkabının millisi olamayacağı gibi şapkanın da millisi olmaz… Şapka ve benzeri giyim kuşam araç gereçleri evrenseldir. Kim kendine neyi yakıştırıyorsa ve ihtiyacını karşılıyorsa onu giyer.
Her toplumun ya da coğrafyanın bulunduğu yerin özelliklerine bağlı bir giyim kuşam alışkanlığı ve geleneği vardır. Arap çölleri ile Sibirya dağlarında yaşam aynı değil ki! Birinde güneş vardır birinde soğuk. Birinde entari giyersiniz birinde kürk!
Ayrıca alışkanlıklar ve gelenekler de zaman içinde değişir…
Eskiden bugünkü şapka yoksa, modern ayakkabı da yoktu. Sarık ve çarık vardı örneğin…
Peki ampul var mıydı!
Ampulün millisi olur mu!
Ve milli değil diye ‘çay’ içmeyecek miyiz?
Teknolojik olarak yeniliklere açıksanız ve bu alana yatırım yapıyorsanız, başka milletlerin bulduğu ile yetinmez siz daha gelişmişini yaparsınız.
**
Bazı bağnaz ve tutucu insanları anlamakta güçlük çekiyorum…
Bir fıkra ile devam edelim:
Adamın biri, taksi çağırmış… Adam önünde duran taksiye binmiş ve şoföre gideceği yeri söylemiş. Takside o arada radyo çalıyormuş… Yolcu, şoförden radyoyu kapatmasını söylemiş. Şoför de “Kanalı beğenmedi iseniz değiştireyim” demiş. Hayır demiş yolcu; tamamen kapatmanızı istiyorum!
“Müzikle aranız yok sanıyorum!” diye devam etmiş şoför.
“Hayır!” demiş yine yolcu. “Günah sayıyorum, peygamber döneminde radyo yoktu” şeklinde yanıt vermiş.
Bu lafın üstüne şoför hemen sağa çekmiş ve “Lütfen iner misiniz!” demiş.
“Neden ineyim!” diye sormuş yolcu: “Daha gelmedik ki!”
“Arkadan deve kervanı geliyor siz ona binin!”
**
Fıkra bu ya, çağa ayak uydurmasını bilmek gerekir…
Yok efendim fes yasaklanmış da şapka giymek istemeyen binlerce insan asılmış…
Fes konusuna geçtiğimiz yazıların birinde değinmiştim.
Bugün isteyen herkes istediği gibi giyinebiliyor. Kimse kimseye bir şey demiyor. Fakat ‘şapka’ düşmanları fes giymek yerine habire yalanlar uyduruyorlar…
Ona bakarsanız, ekonomide kullandığımız lira, kuruş, para kelimeleri de Türkçe değildir… Hatta Arapların kullandığı ‘dinar’ da Arapça değildir. Araplara Bizans’tan miras kalmıştır…
Dolayısı ile milliliği ve dini inançları giyim kuşamda aramak kadar saçma bir ‘takıntı’ olamaz.
Altaylarda kalpak giyen Türkler, Ege’de milli başlığımız diye giymeye devam ederse ne olur? Terler!
Ulusal gelenek, görenek ve dini inançları giyim kuşamda değil gündelik olaylara yaklaşımda aramak gerekir. Kalpak giymezsen Türklüğün kaybolmaz… Fes giymezsen de Müslümanlığın elden gitmez…
Şapkadan ne milliyet çıkar ne de din! Çıksa çıksa tavşan çıkar…