'Müslüman yılbaşı kutlamaz mı!'
Selim Şahan
Biliyor musunuz, ‘milad’ ile ‘mevlid’ kelimeleri aynı köktendir ve ‘doğum’ demektir. Her iki kelimenin kökü Arapça’ya dayanır.
Milad’ı Hazreti İsa’da, Mevlid’i de Hazreti Muhammed’de kullanırız.
‘Milattan Önce’ derken, ‘Doğumdan Önce’ deriz. Burada kastedilen Hazreti İsa’nın doğumudur.
Giriş cümlemiz şöyle olsun: Miladi takvimi kullanır ama yılbaşını protesto ederiz…
Yıllıklar; ay, hafta ve gün takvimlerini, güneşin doğuş ve batışını, med-cezir olaylarını, güneş ve ay tutulmalarını içeren kitap veya tablolardır.
Hazreti İsa’nın doğumunu ‘sıfır’ yılı olarak kabul eden Miladi takvim, ilk olarak Mısırlılar tarafından bulunmuştur. Bu takvim sistemi güneş yılına göre düzenlenmiş ve Dünya’nın, Güneş’in çevresinde bir kez dönme zamanına göre hesaplanmıştır. Daha sonra İyonlar ve Romalılar bu takvimi geliştirerek, kullanmaya devam etmişlerdir.
16’ıncı yüzyılda yaşayan Papa 13. Gregory tarafından son haline getirilen miladi takvime, Gregoryen takvimi denilmiştir ve günümüzde kullanılan son hali de budur. Dünyanın güneşin etrafında dönerken geçen süre, 365 gün 6 saat olarak hesaplanmış ve bir yılı temsil etmiştir. Dünya genelinde, en yaygın olarak kullanılan miladi takvim, bir yıl içerisinde 10.8 sn’lik hata ile en doğru kabul edilen takvimdir.
Hicri takvim de Hazreti Muhammed’in Hicret’ini başlangıç olarak alan takvimdir. Kamuoyunda Müslüman takvimi ya da İslami takvim olarak da adlandırılan Hicri takvim, 1 yılı 354 ya da 355 gün olan ve 12 aydan oluşan bir takvimdir.
Hicri takvim Hazreti Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç kabul eden ve ayın dünya çevresinde bir kez dönmesini esas alan bir takvim sistemidir. Hicri takvimde 31 günlük ay yoktur. Aylar 30 ya da 29 çeker.
Hicri yılın ilk ayı Muharrem, son ayı da Zilhicce ayıdır. Zilhicce ayı hac ayıdır. Zilhicce, adından da anlaşılacağı gibi, ‘hac’ kökenlidir ve kelime İslam öncesi Arapça’sında da vardır.
Miladi takvimin ülkemizde kullanılmaya başlanması, 1917 tarihinde, İttihat ve Terakki Partisi döneminde, Takvim-i Garbi (Batı Takvimi) adı altında alınan kabul ile kararlaştırılmıştır. Dünya ülkelerinin genelinde kullanılan bu takvim sistemi, gelişen düzene ayak uydurabilmek için, bizim ülkemizde de kullanılmaya başlanmıştır.
Batılı ülkelerin kullandığı Miladi takvim kullanılmaya başlandıktan sonra, resmi tatil günü Pazar olarak kabul edilmiştir. Ayrıca 1935 yılında da cumartesi günleri yarım gün tatil olarak kabul edilip, 1974 yılında yeniden düzenlenerek, tam güne çıkartılmıştır.
Özetle; Miladi Takvim güneşin, Hicri takvim de ayın hareketlerini esas alır.
Eski Türkler'de ise 12 hayvanlı takvim vardır.
Oniki hayvanlı Türk takvimi, bir Ay-Güneş takvimidir. 12 yılın 5 katı olan 60 yıllık devreleri ile Göktürkler’de, Uygur Türkleri’nde, Tuna-Bulgar Türkleri’nde, İtil Bulgar Türkleri’nde ve daha önceleri de büyük ihtimalle Hun Türkleri’nde kullanılmış olup, Türkler arasında çok yaygın bir sistem olmuştur.
Göktürk yazıtları, Uygur kitap ve hukuk belgeleri bu takvimle tarihlendirilmiştir.
Manas Destanı’ndaki bazı olaylar Oniki Hayvanlı Türk Takvimi ile tarihlendirilmiştir.
Ne demiştik? Miladi takvimi kullanır ama yılbaşını protesto ederiz…
Aslında her iki takvimin dinle ilgili bir çıkışı yoktur. İlgisi, resmi olarak kullanılmaya başlandığında dinlerin kendi peygamberleri ile ilişkilendirmiş olmasındandır.
Başta da söylediğim gibi Milad kelimesinin anlamı da ‘doğum’dur.
Artık ne 12 Hayvanlı Türk Takvimi ne de 355 günlü Arap takvimini kullanma zamanıdır.
Dünya, dini ve milli geçmişine bakmadan zamanı en doğru gösteren takvimi kullanıyor.
İster Pijama - Terlik - Televizyon (PTT) yapın isterseniz bir eğlence programında deliler gibi eğlenin. İsterseniz de sabahlara kadar dua edin. Bu size kalmış bir şeydir.
Gelelim Noel’e! O da her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlandığı Hıristiyan bayramıdır
Peki yılbaşı kutlamak bizim kültürümüze uygun değil midir! Türkler ve Müslümanlar eski yıla güle güle yeni yıla da hoş geldin demez mi.
Ampulü, muhtemelen hristiyan ve Hollanda kökenli bir Amerikalı olan Edison bulmuş.
Amerikalı bir hristiyan bulmuş diye görmezlikten gelmiyoruz. Kimse, “Müslüman ampul kullanmaz!” demiyor!
Peki, şimdi “Bu bizim kültürümüzde var mı?” diye soralım mı?
Yılbaşı bir simgedir… İstiyorsanız siz her 21 Mart’ı bahar geliyor diye yılbaşı niyetine de kutlayabilirsiniz.
Hala bunları konuşuyor ve yazıyor olmak ne acı!
İster kutla, ister kutlama; başkasının ne yapacağına da karışma!