Selim Şahan

Gerisi fasa fisooo!

Selim Şahan

Geçen hafta 2024-25 eğitim-öğretim yılının son haftası olduğu için ister istemez biraz karne ve bitirilmesi gereken bürokratik dosya işlerine takıldık. Öğrencilere son notların verilmesi, “aman hocam, n’olur!” yakarışlarına kulak vermek gibi rutin yılsonu işlemleri nedeniyle ‘uzun’ yazı yazamadım. Bunun yerine facebook ortamındaki ‘kısa’ yazılarla yetindim. Yani gazete okuyucularını ihmal ettim diyelim…
Bu yüzden geçen haftanın muhasebesini de kısa kısa olsa bile pas geçmeyelim.
Malum, Suudi Arabistan ve çevresindeki İslam ülkeleri ABD’nin yörüngesinde hareket ederler… Birleşik Arap Emirlikleri falan…
Yemen, Kızıldeniz’in güney başını tutar…
Orada bir Husiler diye şii kabile var… İran yanlısı ve destekçisi…
Bir ara kendini sosyalist olarak tanımlayan iktidarlar tarafından yönetilirken, 2010’lardan sonra ortaya çıkan Arap Baharı’nda tuzla buz oldu… İç karışıklıkların olanca hızıyla sürdüğü bir Arap Cumhuriyeti…
Batısındaki Afrika’nın kuzeyine doğru yol alırsak, Sudan da Mısır ve Libya gibi, bir aralar Osmanlı hâkimiyetine geçen, 19’uncu yüzyılın sonlarına doğru da İngilizlerin egemenliği altına giren bir başka Arap ülkesi… Mısır ve Libya devletlerinin de benzer hikâyeleri var. Ve hepsinde Arap Baharı ayaklanmalarında ibre ABD rotasına döndü. Suriye’yi biliyorsunuz. 10 yıl Esed dedik… Rusya yanlısı idi. İran destekliyordu. Esed devrildi şimdi İsrail ve ABD topraklarında cirit atıyor. Hava sahası İsrail’in uçakları ile yıldızlandı…
Esed aile iktidarı halen devam etmiş olsa idi acaba İsrail, İran’a karşı bu kadar cesaretli olabilir miydi?
Suriye devrilince sıra İran’a geldi…
Rusya, yukarıda Ukrayna ile uğraştığı için artık bu bölgelerde pek etkin görünmüyor…
Uzatmayalım, SSCB ve Esed gitti meydan ABD’ye kaldı mı kaldı!
ABD, kendi yörüngesinde olmayan ülkeleri tek tek deviriyor… ABD, yarı sömürgelerden bile razı değil. Tam sömürgelik istiyor… ABD, kimilerine göre laik ve demokrat olarak kabul ediliyor ama örneğin Suriye’de kadınlarla ilgli bir takım kararlar alınıyor… ABD sesini çıkarıyor mu? Onun için din ve milliyetten ziyade yörüngede olup olmadığı önemli…
Ekonomik bağımlılığı kimde? Ülkeye rahatlıkla askeri üslerini yerleştirebiliyor mu?
Kendisine ‘dostum’ deniliyor mu?
Gerisi fasa fisooo…
Bir de şöyle bir algı var millette: İsrail’i ABD destekliyor!
ABD, sakın büyük İsrail olmasın!
Bana sorarsanız, ABD’nin de İsrail’in de İran’ın da sicili hiç iyi değil…
Ama bu ülkelerde de muhalifler ve barışçıl kişi ve kurumlar var…
Biz biliyoruz ki oralarda da ‘Herkese yeter dünya’ diyen insanlar var. Hatta onlara da kendi iç siyasetlerinde ‘hain’ gözüyle bakılıyor…
Basında çok sayıda spekülatif haber çıkıyor ama bir haber dikkatimi çekti: “İran’daki sol partiler İsrail zorbalığıyla rejim değişikliğine karşı çıktı!”
Birgün’de ye ralan habere göre, genel anlamda sol adı verilen partiler ortak bildirge yayınlamışlar.
‘İran Komünist Partisi (Tudeh) ve İsrail Komünist Partisi (Maki), dünya genelinde yankı uyandıran ortak bildirilerinde “Katliamı durdurun, savaşı bitirin”
Partilerin ortak açıklamasında şu ifadeler kullanılmış: “Amaçları, Ortadoğu haritasını ABD emperyalizminin stratejik hedefleri doğrultusunda yeniden şekillendirmek.”
Savaşan ülkelerin sermayeci, dinci ve milliyetçi partileri birbirlerine ateş püskürürken sol partiler barış çağrısı yapmış!
Neler oluyor şu dünyada!
Liderler de sanki biraz savaştan nemalanıp iç piyasada destek buluyorlar gibi…
O ona tehditler savuruyor, bu da buna!
Ve kimin eli kimin cebinde belli değil…
Anlatılanlara göre eskiden ülkeler arasında düello yapılırmış. İki ordu komutanı dövüşür, yenilen çekilirmiş…
Filmi geri sar makinist…
Moğollar müzik grubu da şöyle diyor:
“68 ruhuna geri sar
Denizlerin aşkına geri sar”

Gerisi fasa fisooo!

Yazarın Diğer Yazıları