Melek Göztepe

ZAMANLI DÜŞÜNCELER

Melek Göztepe

Yazı vakti gelince ilk işim zamanı kaydetmek oluyor ve kaydederken zamanı her defasında “ne kadar hızlı akıyor” diye şaşırıyorum. Eskiden böyle değildi sanki. Çok mu israf ediyoruz şimdilerde zamanı bu kadarı kalıyor bize? Büyüyen telaşlarımızın içinde pek duramadığımız için mi böyle hissediyoruz? Lakin kimsenin durmaya da meyli yok gibi. Akışın hızını kesmek namümkün.  

Belki, belki diyorum yaz geldi ya yazın rehaveti sakinleştirir bizi, azaltır telaşlarımızı. Ama biz insanız bu defa da sıcaklardan dem vurup kaçırırız zamanın getirdiklerini. “Göz açıp kapayıncaya kadar bitti yaz” deyiveririz…  

Yazın gelmesi, okulların tatile girmesi bu mecrada yer alanlar için sakinleşme anlamına geliyor biraz da. İş telaşlarının azalması değişik yerlere gitme ve göremediklerini görme arzusunu tetikliyor bir taraftan. Davetler geliyor. Şöyle çağırıldığı yerlere doğru gidesi geliyor insanın. Ama sakın ha gönülden çağrılmadıysan, dil ucuyla, yalandan söylendiyse sözler onlara itibar etme. Dil ucuyla, yarım ağız “sen bilirsin, istersen…” gibi sözcüklerle, gönülden olmayan davetlere icabet etme. Samimiyetten yoksun söylemleri dikkate alma… 

Başlayışlar güzel hep. Yeni, kendiyle beraber heyecanı da barındırıyor içinde. Yazı da yeni bir başlayış kabul etmeli öyleyse. Sıcak zamanların sıcak yeniliklerine niyetlenerek. 

Herkes gibi biz de geçiyoruz zamanın içinden. Kalıcı değiliz hiç birimiz. O yüzden sakin ol, öyle kendini en önemli kişi addetme! Yarınlarda sadece yaşanmışlığın kalacak geride, insanların hafızalarında. Yaptıkların, onlarda ve zamanda bıraktığın izlerin, eserlerin kalacak senden geriye. Taşıyamadığın gibi geçmiştekileri bu güne, bu gündekileri de taşıyamayacaksın öbür âleme. Zamana düşüp imlerini, yiteceksin zaman içinde.

Geçiyoruz zamanın içinden. 

Her şeyi tamamlayacağım diye de çırpınma o kadar; burası dünya, yarım kalanlarla dolu. Yarım kalmış hikayeler, şarkılar. Yarım kalmış sohbetler, söyleyişler. Yarım kalmış işler, işleyişler. Yarım kalacağız belki de bizler de.

Geçiyoruz zamanın içinden. Her şeyin geçici olduğunun ayrımında olsak da yaşadıklarımıza dair kalıcı izler taşıyoruz yüreklerimizde. İnsanız zira.  

ürkek gözleriyle bakıyor
güvensiz
gölgelere sığınmış hayatlar
gölgelerde
gölgeli bakışlar
zaman demleniyor
tavında
ışığı yutmuş
ışığı 
gölgeler
sisler ardında gerçeklik
kendinden kaçıyor duygular
emziriyor 
sığ duyguları koyu gölgeler…
 

 

Yazarın Diğer Yazıları