Geçen hafta okula Birgi dolmuşlarıyla gitmem gerekti. Dolmuşa Ödemiş Müzesi önündeki duraktan bindim. İnsan alışkın olduğu rutininin dışına çıkınca dünyayı farkı algılıyor. Konfor alanı dışında olanlardan haberdar oluyor diyelim buna. Alışkanlıkla hep erken gittim durağa. Beklerken birçok şey gözüme çarptı ve birçok insanla karşılaştım. Hatta bazılarıyla da tanışıp konuştum. Durak muhabbetleri de farklıymış. Kısacık sürede başka bir hayatın içine sızıp onunla ilgili bilgileri derleyebiliyormuş insan.
Hastane içinden ana yola ulaşmak daha kolay olduğu için o yolu tercih ettim çoğunlukla. Öncelikle sabah saatlerinde yoldan karşıya geçmenin yayalar için ne kadar zor olduğunu yaşayarak fark ettim. Hem hastane, hem yanında okul, hem mesaiye ve okullara yetişme derdinde olanlar aynı yerde kesişince trafik de sıkışıyor haliyle. Kaotik bir durum ortaya çıkıyor ve sabahın telaşı, strese dönüşüyor böyle durumlarda.
Durakta tanıştığım Birgili Ayşe teyze de bu durumdan serzeniş ediyordu. Hastaneden çıkınca ana yoldan karşıya geçerken ezilme tehlikesi yaşadığını anlattı. Gerçekten de hastanenin yapılmasından sonra çevreden gelenlerin geri dönüşleri için vasıtalara binmek için yoldan geçişler yoğunlaştı. Burada kültür merkezi, gençlik merkezi ve müzenin bulunduğunu da düşünürsek haliyle yoğunluk daha da artıyor. Ayşe teyze gibi karşıya geçişlerde zorlanıyor yayalar. Ayşe teyze, bir yaya geçidi yapılmasına dair isteğini dile getirdi. Bence de yayalar için bir düzenleme yapılması gerekiyor.
Bir diğer konu hastane önünden ilerlerken sigara içenlerin dumanına maruz kalıyor insan. Bir sağlık kurumunun önünde sağlıksız davranışlar. Gözümü çelişki olarak tırmalıyor bu durum…
Gelelim durakta beklemeye. Öncelikle insanımızın durağın kenarında çöp kutusu olmasına rağmen çöpleri rastgele atmış olmaları rahatsızlık verici. Kimsenin kimseyi bu konuda uyarmasına gerek yok. Bu kadar basit bir kuralı ihmal etmek bana çok abes geliyor. Gerçi sokaklarda, parklarda da aynı durumu sıkça görüyoruz. Beni çok rahatsız eden bu durum nedense o çöpü atanı hiç rahatsız etmiyor. Temiz bulmak istiyor dünyayı ama temiz kalması için gereken yapılmıyor.
Diğer garip durum ise durağa çok ayıp bir yazının asılmış olmasıydı. Burada ne olduğunu yazmayacağım zira yazarsam yazıyı asandan farkım kalmaz. Muhtemelen bir kişi arkadaşı için –arkadaşı girdiği sınavı geçemeyince- kendince şaka(?!) amaçlı bir yazı asmış. Fakat kullanılan ifade rencide edici ve aşağılayıcıydı. İlişkilerde de ifadelerde de kirlenme almış başını yürüyor maalesef.
Görmeden edemiyor insan. Görünce de yazmadan geçemiyor. Belki yazdıklarımız da birilerince görülür, bir farkındalık oluşturur.
yaptığını azımsama
iyi ya da kötü
azlar biriktikçe
çoğalıyor, büyüyor yaptıkların
içindeki dışa vuruyor
dış dünya
dünyan oluyor
unutma…