Melek Göztepe

YİTİM

Melek Göztepe

İbre Kasımı gösteriyor bu gün. Güneşli bir Kasım sabahı. Salınıyor düşünceler sabahın koynunda. Yorulmuş bir bedenin, yorulmuş bir dimağın bu kadar gelgitlere, salınıp duran düşüncelere dayanacak gücü kalmamış. Belki de ondan yalpalıyor. 

Gidişlere kendini ayarlamış zaman. Dönüşleri düşünmüyor nedense. Hep ileriye sarıyor makarayı, geri dönüşe prim yok. Gidenler kayıp gidiyor usun kıvrımlarından. Hep bir eksiklik tadı, kekremsi bir his, buruk bir duygu gibi geliyor insana. Mevsimden mi kaynaklanıyor acaba? 

Bu mevsimde yolculuk yaptınız mı hiç bilmiyorum? Hem bir şenlik havasında tabiat, hem de hüzünlü bir tablo gibi. Sarısıyla, turuncusuyla, kırmızısıyla ve yeşiliyle cümbüş gibi. Sıcak renkleri ile sarıp sarmalıyor sizi. Gözünüzü alamıyorsunuz etraftan. Hele Bozdağ yolunda ise seyahatiniz, bir renk koridorunun içinden geçiyor gibi hissediyorsunuz. Her dönemeçte yeni sahnesi ile sonbaharı sonuna kadar yaşatıyor size mevsim. Ama bir taraftan da yerlere dökülmüş yaprakların gerisini de yanına alacağının habercisi olduğunu biliyor ve kısa bir süre sonra tüm ağaçların çıplak kalacağının farkında, onun hüznünü hissedebiliyorsunuz. Garip bir his, çılgınca canlanmış renkleri ve onun içindeki yitimi hissetmek. Tüm canlılığı ile dalından kopuş, görevini tamamlama, ayrılık… 

Zaman da aslında bir ağaç ve yaprakları gibi. Bizim hayat yolumuz üzerinde teker teker döküyor yapraklarını. Sonuncusu da düştüğünde bitecek bizim de yolculuğumuz, hikayemiz. Geriye yerlere dökülmüş yapraklar gibi hafızalarda kalan anılardan ibaret olacağız. Böyle renkli tablolar çizeceğiz belki de… 

mevsim çılgın 
mevsim şaşırtıyor 
sabahın serinliği 
günün sıcaklığı 
kararsız 
dallarda renk skalası 
yerlerde yansıması 
çeliyor düşüncelerini 
çelişiyor düşünceler 
bırakıp her ne varsa 
bırakası geliyor bedenini yapraklar üzerine 
üstte 
masmavi gök mevsime inat 
masmavi 
açmış bekliyor kendini kanat çırpışlara…

Yazarın Diğer Yazıları