Melek Göztepe

Unutmak ve Unutulmak

Melek Göztepe

  Hoş gelmiş Aralık. Yeni yıla kapı aralamaya az kaldı. Bunu hep yeniye atfediyoruz ya yapacaklarımızı, güzellikleri, beklentileri unutalı. Unutalım gelecek olan yeni yılı. Daha doğrusu yeni sabahı yeni yıl için ertelemeyelim. Yeni haftayı yapabileceklerimiz için boş bir sayfa haline getirebilecekken neden yeni yıla bağladığımız için isteklerimizi, yapacaklarımızı oraya ötelediğimiz için o sayfayı güzelce doldurmadan heba edelim.

            Unutalım sonrasını. Bu güne, var olana, ne yapabileceğimize bakalım. Bu küçük veya büyük bir iş olabilir. Eğer zihnimizi meşgul ediyor ve yapılması gerekiyorsa ötelemeyelim sonraki zamanlara. Yapıp indirelim yükümüzü sırtımızdan. Hafiflemenin iç huzurunu yaşayalım sonuna kadar. Zihin masamızın bir köşesinde yığmayalım üst üste yapılacaklar evrakını. 

            Hepimizin günlük rutinlerimiz içerisinde yaptığımız ufak ama yapılması zorunlu işlerimiz mevcut. Bunları aksattığımızda zihnimizi sürekli meşgul ettikleri için birikip ufaklıktan büyük işe terfi edebiliyorlar. Zihnin rahatlaması için yapılmalılar ve asıl büyük işler arasından çıkartılmalılar. Odaklanmayı kolaylaştırmak ve işleyişi rahatlatmak adına bu önemli. Yapıp unutmalı onu. Azaltılmış işlerin -küçük de olsalar-  verdiği hafiflik hiçbir şeyle ölçülemez.

            Sadece işler boyutunda değil aslında bu varsayım. İlişkiler için de geçerli. “Aaa şunu arayacaktım unuttum, şunu iletmem gerekiyordu unutmuşum…”  Aklına mı geldi o an ara, söyle ne ileteceksen. Sonra bunlar birikiyor biriktikçe öteleniyor, ötelendikçe zihne daha fazla yük oluyor.

            Konu yaşanılanları çok fazla düşünüp, detaylara takılıp kendini yıpratma ise o zaman unut. Tam da bu anlamda unut gitsin. Seni aramıyor, sormuyorsa, önemsemiyor diye düşünüyorsan sen de unut. Bakıra altın değeri vermek olmaz. Bunu yapıp sonra yüreğine bunu da yük etme. Unut. Unutma nimetinin tadını çıkar. Her zaman unutmak kötü değildir zira. 

bir kapıyı gözler bakışlar
bir odada, solgun bir ışıkta
tutunmaya çalışır hayata yürek 
unutulmak 
akşamın karası gibi sızar pencerelerden içeriye
akşamın karası gibi çöker 
bir ah
bir ömre sığmaz
bir ah
ne yapsan onulmaz
unutulmak bir yürek sızısı 
geçtikçe zaman iner daha da derinlere
onulmaz, ışısa da yeni gün
unutmadıkça unutulmayı 

Yazarın Diğer Yazıları