Melek Göztepe

ERGUVAN ZAMANI

Melek Göztepe


Mevsim silip silip yenilerken yüzünü, değişimin yeni yüzü erguvanlar. Özlerinden, sözlerinden nasıl döndüklerinin hikâyesini anlatıyor gibiler. Apak yüzlerinin sevdaya dair izlerle nasıl renk değiştirdiğini öykülüyorlar yeniden.
Erguvan zamanı… 
İçindekini dışa dökme zamanı.
Kabaran bahar coşkusunu salıverme zamanı.
Önce bulutların döktüğü su ile elini yüzünü yıkıyor yeryüzü. Sonra cemrelerin verdiği teşvikle gözlerini açıveriyor. Ritmini yakalıyor mevsim. Sırayla başlıyor şarkısı her bir çiçeğin, ağacın, yaprağın… Sonlara saklıyor kendini erguvan. Sonlarda katıyor rengini değişen yeryüzüne, yeni yüzü oluyor baharın. İnce ince, ilmik ilmik dokunmuş yeryüzüne son dokunuş gibi. Son ama anlamlı bir dokunuş.
Bu dokunuşla boyanıyor durduğu yer gülkurusu tadındaki rengine. Albenisiyle boylanıyor yeşillikler üzerinde. Kâh boğaza nazır tepelerde, kâh ulu dağların yamaçlarında, kâh vadilerin kuytularında. Ama ille de grilerle şekillenmiş şehrimin nadide parklarında. Ne de güzel duruyor, nasılda anlamlandırıyor zıtlıklar içinde kendini. Yakışıyor durduğu yere. Nerede olursa olsun fark ettiriyor kendini. Değiştiriyor bulunduğu yeri. Görülesi bir güzellik sunuyor gözlere. Ayrıcalıklı bir haz bahşediyor kendini fark edenlere. Fark edenlere diyorum çünkü şehrimin ve dünyamın daralan çerçevesinde, kendi çıkmazları içerisinde debelenen ve zamanın tüm yükünü zihnine yüklemiş insanım ağırlaşan başını kaldırdığında ancak görebiliyor erguvan boyalı dünyayı. “Göğe bakalım” diyen üstat gibi başımızı kaldırıp bakınca görebiliyoruz onları. Öyleyse başımızı kaldırıp bakalım maviliklere, enginlere ama ille de pembe boyalı erguvanlara…
Bir bakışımızla uyansın iç sularımız. Essin baharı şaşırtan rüzgarlar. İnsin konfetiler misali yeşiller üzerine erguvan çiçekleri. Gülkurusu yağmurlar yağsın zemin üzerine. Boyansın yer, gök. Mavi, yeşil ve erguvan. Yer gök erguvan. 
sevdamın adı
ruhumun tadı
sabahımın aydınlığı
erguvan
boylanan gençliğimin masumiyeti
saflığın silueti
belki de
düşlerin renk buluşu
erguvan
yitip gitmeden 
anı
hapset gözlerine
anı 
kaydet defterine 
anı
yakala 
erguvanla…
Tek kiraz çiçekleri değil erguvanlarda muştulasın aşkın tomurcuklanacağını, güzelliklerin uyanacağını. 
Ve yaza dair umutların yüzünü gerçeğe döndüğünü muştulasın bizlere.

 

Yazarın Diğer Yazıları