
Dağ Evlerinden Bugüne: Unutulmaz Anılar ve Umut Dolu Gençlik
Mehmet Gölcüklü
Ödemiş’te güvenlik görevlisi olarak çalışırken, Küçük Menderes Gazetesi ve TV9’un değerli sahibi İsmail Atahan Keçeci dostumun ve başarıdan başarıya koşan profesyonel ekibimizin bir parçası olmaktan büyük gurur ve onur duyuyorum.
Gençliğimde, dağ evlerinde yaşarken unutamadığım bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Komşu kızıyla birbirimizi çok severdik. İkimiz de dağ evlerinde, büyüklerimizin koyun sürülerine bakar, otlatırdık. Aramızda derin bir sevgi bağı oluşmuştu. Birbirimizin dağ evine geliş-gidişlerimiz büyük heyecanla doluydu çünkü o duygunun adı “sevgi”ydi. Ancak korkudan ailelerimize söyleyemedik. Zamanla, görücü usulüyle başka evlilikler yaptık. O çok sevdiğim kıza veda etmenin hüznüyle defalarca ağladım, o da aynı acıyı yaşadı.
Yıllar geçse de birbirimizi asla unutmadık. Yan yana olamasak da dost kaldık, birbirimizi gördüğümüzde gözlerimiz doluyor, süzülen yaşlar hiç eksik olmuyor. Mutlu olamadık çünkü birbirimize yar olamadık. Ama zaman zaman birbirimize moral desteği verdik, kalbimizde o buruk sevgiyi yaşatmaya devam ettik. Sevgi böyle bir şey işte; asla unutulmuyor.
Geçmişteki o güzel günler, çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği dağ evleri, çevremizdeki komşularımız… O yıllar umut ve ümit doluydu. Gaz lambaları, gaz fenerleriyle aydınlanırdık; telefon, televizyon, elektrik yoktu. Pilli el fenerleriyle dolaşır, radyolardan şarkılar dinlerdik. Derslerimize o şartlarda çalışır, o ışıklarla yemek yerdik. O günlerde radyo haberleri, gazeteler ve kitaplar bizim dünyamızdı.
Benim lise yıllarım da o şartlarda geçti; azim ve gayret başarıyı getirir, ben de tüm güzel ve bilgili insanları örnek alarak bugünlere geldim. Öğrencilerimizle beraber, bilgiye susamış herkese örnek olmaya çalışıyorum.
O bahçe evlerinde, ormanlarda koyun, keçi, inek otlatılırdı. Ben çocukluktan beri spor ve futbolu severdim. Amcamın sayesinde 6 yaşında Fenerbahçeli oldum. Her hafta maçları radyodan dinlerdik, bazen televizyondan izlerdik. Zeytinlikte, Gölcük’te futbol oynamak büyük keyifti. Şimdi ise oralarda top oynayan çocuk ve genç görmek zor; bu çok üzücü bir durum.
1988-89 sezonunda Fenerbahçe’nin 103 golle şampiyon olduğu günleri unutamam. Tüm Türk futbol takımlarının başarılarını heyecanla takip ettik; Galatasaray’ın 1999-2000 UEFA Kupası’nı kazanması, Süper Kupa zaferi o günlerin gurur anılarıydı.
Bütün bu yaşanmışlıklar, duygular ve anılar asla unutulmuyor. Kalbimizdeki sevgi ve saygıyla, tüm dostlara sağlık ve sıhhat diliyorum. Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle yazımı sonlandırmak istiyorum:
“Benim bütün ümidim gençliktedir.”
Türk gençliği çok çalışarak bilgi sahibi olacak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni daha yukarılara taşıyacaktır.
Ayrıca Atatürk’ün dediği gibi:
“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Bizlere örnek bir davranış sergileyen tüm gençlerimize selam olsun.
Son olarak, Küçük Menderes Gazetesi ve TV9 ailesine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız, güzel insanlar!
Saygıyla, sevgiyle kalın.