Mehmet Gölcüklü

Bir Jandarma Gönlünden: Onurlu Bir Üniformanın Ardından

Mehmet Gölcüklü

Ödemiş’te zaman zaman görev yapan bir güvenlik görevlisi olarak, başta Küçük Menderes Gazetesi ve TV9 İzmir ailesini, halkın gür sesi olma konusundaki tarafsız, ilkeli ve etkileyici duruşlarından dolayı en içten dileklerimle kutluyorum.

Bu profesyonel ekip, herhangi bir siyasi görüş ya da aktörün etkisinde kalmaksızın; doğruluğu, tarafsızlığı ve halkı merkeze alan yayıncılık anlayışıyla hem bölgemizde hem de ülke genelinde büyük bir takdir kazanmıştır. Sahada halkımızla yaptığımız birebir görüşmelerde, onların bu medya kuruluşlarına olan güvenini ve sevgisini bizzat görmekteyim. Bu güçlü yapının bir parçası gibi hissediyor olmak, benim için büyük bir onur ve gurur kaynağıdır.

Benim çocukluğumdan beri kalbimde hep yanan bir sevda vardı: Jandarma olmak. Bu kutsal üniformayı taşıma hayalim, vatana hizmet etme ülkümle birleşti. Askerliğimi Jandarma Onbaşı olarak yaparken o üniformayı giydiğim her an, devletime ve milletime duyduğum sadakatle dolup taştım. Bugün hâlâ güvenlik görevlisi kimliğimle o günlerin izlerini taşıyor, bir parçası olduğum Jandarma camiasını büyük bir özlem ve saygıyla anıyorum.

Jandarma kelimesi, Türk milletinin gönlünde saygın bir yer edinmiştir. 1839 yılında kurulan bu güzide kurum, Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, “kanun ordusu” olma özelliğiyle her daim halkın güvenini kazanmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, jandarmaya olan güvenini her fırsatta dile getirmiş; 1924’te başlatılan askeri reformlarla birlikte jandarmanın görev süresini 30 aya çıkarmıştır. Bu karar, jandarmaya verilen değerin açık bir göstergesidir.

1927 ile 1935 yılları arasında alınan TBMM kararlarıyla, jandarma daha da modernleşmiş ve kurumsallaşmıştır. Atatürk'ün önderliğinde çıkarılan bu yasalarla birlikte, jandarma sadece bir güvenlik gücü değil; aynı zamanda adaletin, eğitimin, disiplinin ve kamu düzeninin sembolü hâline gelmiştir.

Jandarma Genel Komutanlığı’nın logosunda yer alan dört yıldız; komutanlık seviyesini, meşe yaprağı sürekliliği, meşale eğitim ve öğretimi, Türkiye haritası mülki görevleri, terazi adli görevleri, süngü ise askeri görevleri temsil eder. 1839 tarihi ise bu onurlu kurumun kuruluşunu simgeler.

Jandarma, aynı anda Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, İçişleri Bakanlığı’na ve Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapan tek kurumdur. Bu çok yönlü sorumluluk, jandarmayı eşsiz bir yapıya dönüştürmüştür.

Kendi görev sürem boyunca; adli görevlerden devriye hizmetlerine, halkla ilişkilerden kriz yönetimine kadar pek çok alanda paha biçilmez tecrübeler edindim. Savcılarımız, hâkimlerimiz, polis teşkilatımız ve adliye personeliyle koordineli çalışmalar yürüttük. Hepsinde, ortak bir hedef vardı: Halkın huzuru ve devletin gücü.

Atatürk’ün "Jandarma, her zaman yurduna, ulusuna, Cumhuriyet’e bağlı; tevazu, feragat ve fedakârlık örneği kanun ordusudur" sözü, bugün de geçerliliğini koruyan bir yol haritasıdır. Bu kurumdan gelen biri olarak, her zaman bu anlayışla hareket ettim ve etmeye devam edeceğim.

Bugün hâlâ güvenlik görevlisi olarak görev yaptığım her alanda, o jandarma ruhunu taşıyor; üniformamı aynı sadakatle ve onurla giyiyorum. Benim için jandarma sadece bir kurum değil, bir mekteptir. İçimdeki jandarma sevgisi asla sönmeyecek.

Ve buradan, bir kez daha tüm jandarma teşkilatımızın 14 Haziran Jandarma Günü’nü yürekten kutluyorum. Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor; vatan için görev yapan tüm kahramanlarımızı saygıyla selamlıyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun!

Ne Mutlu Türküm Diyene!

Yazarın Diğer Yazıları