9 Eylül: Bir Milletin Yeniden Doğuş Günü

9 Eylül, yalnızca İzmir’in değil, bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun simgesidir. Atatürk’ün önderliğinde, Kuva-yı Milliye ruhunun can bulduğu, emperyalizmin zincirlerinin kırıldığı o büyük gün, Türk tarihinin en onurlu sayfalarından biridir.

O gün, Fahrettin Altay Paşa komutasındaki kahraman askerlerimiz, canları pahasına, işgale karşı dimdik durarak İzmir’e girdi. Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla bütün bir millet, varlığını, bağımsızlığını, özgürlüğünü dünyaya ilan etti. İzmir’in kurtuluşu, yalnızca bir şehrin değil, tüm Ege’nin, tüm Türkiye’nin kurtuluşuydu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir’i her zaman özel gördü. “İzmir, benim ikinci memleketimdir” derken, yalnızca sevgisini değil, İzmir’in cumhuriyetimizdeki yerini de vurguluyordu. O günlerden bugüne İzmir, özgürlüğün, aydınlığın, bağımsızlığın simgesi olmuştur.

Ben, bu satırları bir güvenlik görevlisi olarak değil, bu topraklara sevdalı bir evlat olarak kaleme alıyorum. Bugün, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Fahrettin Altay Paşa’ya, silah arkadaşlarına, şehitlerimize ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Onlar, bizlere bağımsız bir vatan, onurlu bir gelecek ve özgür bir millet olma gururunu miras bıraktılar.

Ayrıca meslek hayatımda, basın dünyasının tarafsız, ilkeli ve dürüst temsilcileriyle, özellikle de değerli dostum İsmail Atahan Keçeci ve başarılı ekibiyle birlikte çalışıyor olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Onlar, Atatürk’ün tarafsız gazetecilik ilkesini benimseyerek, Türk milletinin gür sesi olmayı sürdürüyorlar.

Atatürk, bizlere şu öğüdü verdi: “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak sizlersiniz.” Bu, hepimize yüklenmiş bir sorumluluktur. Yeni kurtarıcılar beklemek yerine, Atatürk’ün çizdiği aydınlık yolda vatanımıza sahip çıkmak, en büyük görevimizdir.

9 Eylül, yalnızca bir tarih değil; bağımsızlık aşkının, milli ruhun ve özgürlük tutkusunun sembolüdür. İzmir’in kurtuluşu kutlu olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene!