Yaylalar yaylalar

Bu türkü, ne kadar güzelse yaylalar da o kadar güzeldir. Asker ocağında eğitim yaparken çoğumuz söylemiştir...

Bu türkü, ne kadar güzelse yaylalar da o kadar güzeldir. Asker ocağında eğitim yaparken çoğumuz söylemiştir bu türküyü. Türkülerimiz ve yaylalarımız, ulusumuzun ortak değerleridir.

Ödemiş’te kaç tane yayla var bilmiyorum ama Ödemiş’in yayla yönünden çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Bozdağ Yaylası, Gölcük Yaylası, Subatan Yaylası, Ovacık Yaylası, Küçük Çavdarlı Yaylası, Büyük Çavdarlı Yaylası Ödemiş’in ilk aklıma gelen yaylalarıdır. Hepsi birbirinden güzel, görülmeye ve yaz mevsiminin o sıcak günlerinde yaşamaya değerdir. Her mevsimde ayrı ayrı güzellikleri vardır. Bu yaylalar, bahar ve yaz aylarında yerleşik nüfusun yanında günübirlik ziyaretçilerle dolup taşmaktadır. Kış turizmi de giderek gelişme göstermektedir. Ödemişliler olarak biz ve yöneticilerimiz, bu yaylalarımıza gereken önemi vermeliyiz.

Fırsat buldukça bu yaylalara gidip gezmeyi seviyorum. 01.01.2018 tarihinde Subatan Yaylası’na gittim. Daha önce de birkaç kez gitmişliğim vardı. Kaç kez gittiysem bu yaylaya adını veren suyun battığı yeri o kadar merak etmiş olmama rağmen görmek nasip olmamıştı. Yanımda bu yeri bilen birisi olmasaydı gene de göremezdim. Nihayet suyun battığı yeri ilk kez gördüm. Gerçekten görülmeye değer bir yer. Görmediyseniz fırsat yaratıp görmenizi öneririm.

Subatan Yaylası, ilçemizin önemli yaylalarından biridir. Sürekli yerleşim alanı değilse de yazın burası çok kalabalık olur. Ülkemizin değişik yörelerinden insan görmek olasıdır burada. Yaz ve kış sıcaklık değerleri arasındaki fark, diğer yaylalarımıza göre düşüktür. Bu nedenle fidancılık tarımına çok uygundur. Ödemiş’ten Subatan Yaylası’ndan geçerek Salihli-Sart’a giden yolun sağlı sollu iki yanı fidanlıklarla doludur. Ödemiş’in büyük fidancılarının fidanlıklarını burada görebilirsiniz. Ödemiş’e ekonomik yönden çok büyük katkısı olan bu yayla yolunun bakımsız oluşu göze batıyor. Kamyon ve tırların bu yollarda rahat bir şekilde yol alması çok zordur.

Tek başına Ödemiş turizmine büyük katkısı olacağını düşündüğüm, yaylaya adını veren Subatan (suyun battığı yer), kendi halinde orada öylesine duruyor. Kayalıklar arasında bir çukur. İki yönden gelen su, kayalıklar arasındaki bu çukura girip kaybolup gidiyor. Merak edip giderseniz bir bilenle gidin. Çünkü buraya giden bir yol ve gösteren bir levha bulamazsınız. Bilmeden tek başına gelenlerin burayı bulması olanaksızdır. Tarlalar içinden gidiliyor. Gördüğüm manzara, “İlgisizlik ancak bu kadar olur” dedirtiyor.

Burada suyun battığı yer, 160 metre derinliğindeki dikine mağara sistemine sahip bir düdendir (doğal kuyu). Yerli ve yabancı mağaracılık ekipleri, mağaranın içine girerek fotoğraflar çekip değişik incelemelerde bulunmaktadır.

Bunun yanında gür orman dokusu, yemyeşil tarım alanları vardır. Kros ve yamaç paraşütü için de uygun alanlar bulunmaktadır. Doğal ve kültürel dokusuyla Subatan Yaylası, ekoturizm için çok uygun bir ortama sahiptir. İlgi beklemektedir. Bilen birinin burada çok şeyler değiştireceğine inanıyorum.

Subatan’a sahip çıkalım.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Bakmadan Geçme