'Yaşasın cehennem!'

Bazen haberler arasında dolaşırken ince ayrıntılara takılırım. Bilirsiniz habercilikte 5N 1K kuralı vardır. Bu kural, haberin her açıdan doyurucu bilgileri içermesi gerektiği ile ilgilidir. Ben, Basın Yayın’da okumadım ama okuyan çok sayıda arkadaşım oldu. Abartmayalım ama edebiyat öğretmenliğinin de basın yasın ile kıyıdan köşeden ilgisi vardır.

En azından haber dili ile edebi dil arasındaki farkı belirtirken haber dilinin ve haberin nasıl olması gerektiği hakkında bildiklerimizi öğrencilerimize aktarmaya çalışırız.

Şimdi bazı okuyucularım, ‘Yahu kısa kes de konuya gel’ diyebilirler. Haklılar ne diyeyim ama bir giriş, gelişme ve sonuç yapmadan pat diye konuya mı gireyim. Bu işin de cilvesi böyle…

Şimdi habere bakalım:

Haberin özeti şu: Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, baldızı Nihal Tan Kaçar’ı üniversitede kadro açarak işe almış. Geçmişte de benzer haberlere konu olan olayla ilgili sosyal medyadan gelen soruya yanıt veren Rektör Tabakoğlu, ilginç bir cümle kurmuş.

Bir kullanıcı “Hocam rektörü olduğunuz Trakya Üniversitesi’nde baldızınıza kadro açmışsınız. Sevinç gözyaşı döken yüz özel değilse sebebini öğrenebilir miyiz?” diye sormuş.

Şimdi ben olsam bu soruya mantıklı cümlelerle yanıt verip soru soran kişinin merakını gidermeye çalışırdım ama rektör, yanıtın ardından bir beddua etmiş ki evlere şenlik.

Tabakoğlu, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda kadrolu bilgi işlem memuru idi. Aday memurluğu bitince muvafakat (uygunluk) istedi, kuruma verdi. Bizim de bilgi işlemde ciddi ihtiyaç vardı kabul ettik. Üç yıldır çalışıyor. Evli, çocuklu bir hanım. Allah’tan korkmayanlar için yaşasın cehennem” diye yanıt vermiş. Koca profesör…

Yahu ne güzel derdini anlatmaya çalışmışsın, ne diye cümlenin sonuna “Allah’tan korkmayanlar için yaşasın cehennem” bedduasını ekliyorsun…

Sanırsın Ortadoğu ülkelerinden bir haber izliyorsun da kafasını kameraya doğru çeviren eli silahlı militan slogan atıyor!

**

Sizi bilmem ama ben, artık popüler TV kanallarında haber de izlemiyorum haber programı da… Aynı yerden yazılan yanlı haberler ve her şeyi bilen aynı yüzler…

Eğer TV’nin kumandası bende ise genellikle TRT Müzik programı sabit kalır. Radyoda da TRT Türkü.

Ara ara da yeni yayına başlayan Habitat TV’ye takılırım. Güzel programları var ama tekrara düşmeseler çok daha iyi olacak.

TRT’deki ‘Dombranın İzinde’ programı varsa hiç değiştirmem örneğin.

Türk dünyası ve Türk müziği hep ilgimi çekmiştir. Programın sunucusu Arslanbek Sultanbekov, aynı zamanda ‘Dombra’ parçasının da sahibi. Sultanbekov, Dombranın İzinde programı ile Türk dünyasının çeşitli coğrafyalarında duyulan tınıları ekrana taşıyor.

Dombra, Türk müziği çalgılarından birinin adıdır.

Nogay Marşı ya da Cengiz Han Marşı olarak da bilinen parçanın Göktürklerin savaş marşı olarak kullandığı iddia ediliyor. Kazakistan Cumhurbaşkanlığı orkestra sanatçısı Arslanbek Sultanbekov tarafından Nogay lehçesinde bestelenip seslendirilmiş.

Marşın dizeleri, 2014 Türkiye Yerel Seçimleri’nde AK Parti tarafından seçimlerde kullanılmak üzere Uğur Işılak tarafından değiştirilerek seslendirilmişti.

Arslanbek Sultanbekov gibi Uğur Işılak da TRT’de program yapıyor.

Belki ‘Eee!’ diyeceksiniz, sadete gel sadete…

Eee’si sağlık işte… Devamlı Ödemiş’ten yazacak değilim ya!