Yaş altmış beşi geçince
Yaş altmış beşi geçince neler oluyor neler. Şimdi yaşınız kaç bilmiyorum ama dilerim yaşayıp o günleri...
Yaş altmış beşi geçince neler oluyor neler. Şimdi yaşınız kaç bilmiyorum ama dilerim yaşayıp o günleri görürsünüz. Yaş altmış beşi geçince insan, kendi tarlasını bile doktor raporu olmadan satamıyor. Ne kadar mantıklıdır bilemiyorum ama şimdi uygulama böyle. Benim üç dönüm tarlam vardı. Sattım, parasını aldım. Tapu devir işlemlerini yapmak üzere Tapu Dairesi’ne gittiğimizde:
-Yaşınız altmış beşi geçmiş, doktor raporu olmadan devir teslim işlemini yapamayız.
-Ne olacak?
-Size bir yazı vereceğiz, onunla hastaneye ya da aile doktorunuza gidip “Akli dengesi yerindedir” raporu alacaksınız. Sonra aynı gün içerisinde buraya gelip devir teslim işlemlerini yapacağız. Rapor, bir gün geçerlidir. Ertesi güne kalırsa yeniden rapor almak durumunda kalırsınız.
-O niye?
-Rapor bir gün geçerli. Belli mi olur, ertesi gün dengeler değişebilir.
-Kimin sağlık garantisi var ki! Sağlık raporu alarak bir memuriyete giren birinin ertesi gün sağlığı değişemez mi?
Kural böyleyse bize sağlık ocağına gidip aile doktorumuzdan “Dengesi yerindedir” raporu almak düşer. Ben de öyle yaptım. Elimdeki yazıyı doktoruma verdim. Okudu, “Tamam” dedi. Birkaç soru sordu. Raporu yazdı, bana verdi. Bugün dengem yerindeydi. Satışı yapabilirdim.
Doktoruma teşekkür ettikten sonra doğru Tapu Dairesi’ne gittim. Alıcı orada bekliyordu. Evraklarımızı verdik. Sıramız geldiğinde devir teslim işlemi yapıldı. Hayırlı olsun dileklerimizden sonra Tapu Dairesi’nden ayrıldık.
Devlete göre yaş altmış beşi geçince insanda sıkıntılar başlıyor. Onun için altmış beş yaşında yaş haddinden emekli ediliyor. Yani yaş altmış beşi geçince kamu hizmetlerinde çalıştırılmıyor. Devlette öğretmen olamazsın, yargıç olamazsın, memur olamazsın, amir olamazsın, doktor olamazsın. Burada tapu devrederken istenen “Dengesi yerinde mi raporu” geçmiyor. Oysa altmış beş yaşından sonra sağlığı çalışmaya uygun ve çalışmak isteyen birçok insanın var olduğunu biliyoruz.
Bu altmış beş yaşa taktım ben. Altmış beş yaşında eli kolu tutan biri çalışmasın mı? Kahvede akşama kadar okey mi oynasın? “Emekliliğin tadını çıkarsın” diyenler var. Emekliliğin tadı nasıl çıkar? Emeklinin durumu zaten belli. “Yurt içi ve yurt dışı gezilere gideyim” dese her ne kadar müze ve ören yerleri bedava olsa da bütçesi elvermez. Ne yapsın bu insanlar?
Altmış beş yaş zorunlu emeklilik yaşı dense de bununla ilgili sosyal yaşamda gördüğümüz çok önemli çelişkiler var. Örneğin; altmış beş yaşında belediyede amir memur olamayan bir kişi, belediye başkanı olabilir. Öğretmen olamayan bir kişi, milli eğitim bakanı olabilir. Yargıç olamayan bir kişi, adalet bakanı olabilir. Doktor olamayan bir kişi, sağlık bakanı olabilir. Örnekler daha çoğaltılabilir. Bunlardan da “Akli dengesi yerindedir” raporu isteniyor mu?
Aday olup seçilirse bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı bile olabilir. Bunların yaş haddi yok. Kazandıkça ömrü boyunca orada kalabilir.
Belediye başkanlığı zabıtalıktan, bakanlık öğretmenlikten, yargıçlıktan, doktorluktan daha mı kolay?
Devlet, altmış beş yaş üstü yoksul vatandaşlarına aylık bağlıyor. Az da olsa onların yaşamlarına destek oluyor. Altmış beş yaşın tek beğendiğim tarafı budur. Sosyal devletin yapması gereken de budur.
Altmış beş yaş üstü insanlarımıza sağlıklı günler dilerim.
Sevgi, saygı ve mutluluklar.