Vatandaşa cart curt yok!
GÖZ ZEVKİ VE ANIMSAMA Ödemiş Belediyesi tarafından “Sağlık çalışanlarımızın koronavirüs günlerinde gösterdikleri insanüstü çaba için ne...
GÖZ ZEVKİ VE ANIMSAMA
Ödemiş Belediyesi tarafından “Sağlık çalışanlarımızın koronavirüs günlerinde gösterdikleri insanüstü çaba için ne yapsak az biliyoruz” sloganı ile Zübeyde Hanım Mesleki, Teknik ve Anadolu Lisesi önündeki trafoya yapılan resim, bence küçük ama güzel bir alkış örneği oldu. İşte konuyla ilgili belediyemizden yapılan açıklama:
“Ödemiş Belediyesi olarak GDZ Elektrik ile görüşerek kent merkezimizde Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi önünde bulunan trafonun duvarlarını ‘Sağlık çalışanlarımıza saygı duvarı’ yaptık. Bu zorlu mücadelede şehit olan sağlık çalışanlarımızın anısını, duvar resimleriyle yaşatmak istedik. Kaligraf Muratcan Bölce de yüreğimizden gelen sevgiyle duvarları renklendirip duygularımıza tercüman oldu. Koronavirüs mücadelesinde şehit olan sağlık çalışanlarımızı bir kez daha saygı, minnet ve rahmetle anıyor, emekleri için şükranlarımızı sunuyoruz. Özveri dolu çabaları, hiçbir zaman unutulmayacak.”
Tüm Türkiye olarak alkışlıyoruz ama keşke özlük hakları ile birlikte alkışlasak daha iyi olacaktı.
İlçenin diğer cadde ve sokaklarındaki trafolara da böyle göz zevkimizi de doyuran profesyonel dokunuşlarla değerlerimizi işlesek bence çok yerinde olur. Aykut Oray Sokağı gibi…
ÖDEMİŞ GİRİŞLERİ
Yanlış anımsamıyorsam önceki yazılarımdan birinin başlığı, ‘Kaymakçı, iki yılda Paris olmaz’ şeklinde idi. İsimler ve partiler önemli değil… Kim belediye başkanı olursa hemen ondan bir şeyler yapmasını bekliyoruz. Ben, küçük ve az masraflı dokunuşlarla çevremizi güzelleştirebileceğimizi her zaman söylüyorum. Örneğin, Kaymakçı’daki kiracısı olduğumuz dükkanın da içinde bulunduğu eski belediye binasının eskilerinin törpülenerek boyanması, en azından göz zevki için güzel oldu. Şimdi haklı olarak karşımızdaki yine belediyeye ait olan binanın kiracıları da boyanmak istiyorlar. O da farklı bir renkte olabilir. Bütün renkler güzeldir.
Ama Kaymakçı’nın Paris gibi hemen güzelleşmesini istemek de haksızlık olur.
On yılların getirdiği sorunları bir çırpıda çözemezsiniz.
Ödemiş girişleri de öyle… Fakat küçük dokunuşlar ve uzun vadeli planlarla en azından çözüm adına bir yol haritası çıkarılmış olur.
KOZA-DER
Kültürpark’ın kuzeyindeki 30 ağacın kesilmesi ile ilgili bir yazı yazmıştım. O yazı, Küçük Menderes Havzası Koza Hareketi Derneği (KOZA-DER) içinde oluşturduğumuz bir çalışma grubunun yaptığı toplantının sonuç yazısı gibi olmuştu. O yazıda özetle ilçemizdeki her dokunuşun konuyla ilgili sivil toplum kuruluşları ve muhtarlarla birlikte genel bir ‘olur alarak’ ele alınması gerektiğini söylemiştim.
Ben, Koza-Der’in yönetiminde değilim. Sade bir üyesiyim. Geçtiğimiz gün yönetim adına üç arkadaşımız, Belediye Başkanı Mehmet Eriş ile görüşüp ilçedeki ‘ağaç dikimi ve budama işleri’ konusunda görüş alışverişinde bulundular. İlk aldığım bilgiler, görüşmenin olumlu geçtiği yönünde idi.
ORTAK AKIL
Demokrasilerde kamuoyundan ve örgütlü ve duyarlı hemşehrilerden ‘olur almak’ önemlidir.
Hem yerelde hem genelde ‘demokrasi’, halkla birlikte yönetme yeteneğidir.
Ne kadar yeni anayasa yaparsanız yapın ‘Ben her şeyi bilir ve uygularım’ derseniz onun adı ‘otokrasi’ olur…
“Bir hükümdar, küçük bir küme ya da tek bir siyasal partinin siyasal erki elinde bulundurduğu yönetim biçimi.”
Ya da monarşi olur.
“Siyasal gücün bir tek kişinin elinde bulunduğu ve yönetimin genellikle miras yoluyla aile bireylerine geçtiği devlet biçimi.”
Ya da padişahlık…
Padişah, Farsçadan dilimize geçmiş. “Şahların en büyüğü” demek. Eski İran’da hüküm süren Sasani hükümdarlarının sıfatı iken daha sonra Osmanlı hükümdarları tarafından da benimsenmiş.
En iyisi ortak akıl ve şeffaflık. Vatandaş, her şeyden haberdar olmalı ve kararlara katılabilmeli…
Bakmadan Geçme





