Umutların Mezarı: ÖDEMİŞ TEKSTİL (2)
Babam Mehmet Aksarı'nın Anısına… Doçent Doktor Oğuz Çataloğlu   Ödemiş Tekstil denince Ege Üniversitesi İktisadi...
Babam Mehmet Aksarı’nın Anısına…
Doçent Doktor Oğuz Çataloğlu
Ödemiş Tekstil denince; Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Doç. Dr. Oğuz Çataloğlu’nun adı, çabası Ödemişlinin belleğine kazınmıştır çünkü bu işin halka tanıtılması, anlatılması, bilimsel yönü için ter akıtmıştır. Okuldan -o sıralar Ödemiş Lisesi öğrencisiydim- fırsat buldukça eski garaj binasının üstündeki Ödemiş Şehir Salonu’nda yapılan bilgilendirme toplantılarına katıldım. Çataloğlu; orta boylu, esmer, oldukça kilolu yapısıyla kan ter içinde kalarak halkı ikna etmeye çabalardı. Bir keresinde Ödemişlilerce “Faizci” olarak bilinen adını anımsayamadığım hemşehrimize denk gelmişti. Ben de oradaydım. Faizci, “Biz buraya para yatırırsak aylık ne kadar faiz vereceksiniz?” diye sormuştu. Kimi büyük toprak sahipleri de, “Bu fabrika kurulursa tarlada çalışacak amele bulamayız!” diye serzenişte bulunmuştu. Çataloğlu, sabırla ve inatla karşılığını vermişti. Toplantılarına gelirken yanında mamul halde koca koca iplik makaralarını getirir, herkesin göreceği konuşma yapacağı masanın üzerine dizerdi. Halkın bizzat kendi gözüyle neyin üretileceğini görsün diye yapardı bunu. “Bizim insanımız gözüyle düşünür” diye boşuna denmemiştir. Çataloğlu, yıllar sonra Ege Üniversitesi’nde profesör oldu. Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne geçen ve oradayken emekli olan Prof. Dr. Oğuz Çataloğlu 13 Kasım 2009 tarihinde aramızdan ayrıldı. “Türkiye’de Halk Girişimleri ve Sorunları-1975” ile “Ekonomik Kalkınma ve Büyüme-1977” adlı iki eserine rastladım. Hakkında yazılanlar konusunda sosyal medyada kısa bir gezinti yaptım. Şimdi onları paylaşıyorum.
”Ege Üniversitesi ekonomi profesörü. Torbalı’ya yaptığı hizmetlerden dolayı bir caddeye adı verilmiştir. 70’li yıllarda gene İzmir’de ve ilçelerinde çeşitli tekstil fabrikalarının kurulmasına ön ayak olmuştur. Bunu yaparken kooperatifçilik yoluyla bütün ilçe halkının fabrikalara hissedar olmasını sağlamış ve kalkınmaya katkıda bulunmuştur. Aynı zamanda Aiesec İzmir (Üniversite öğrencileri ve mezunlar için sosyal sorumluluk ve profesyonel staj imkanları sunan, şirketler ve sivil toplum kuruluşlarını farklı ülkelerdeki genç yetenekler ile buluşturan dünyanın lider yetiştiren en büyük gençlik organizasyonunun İzmir şubesi.-www.aiesec.org.tr-Erişim:27.04.2021-06:57)’in kurucu üyelerinden olan ve 1935 doğumlu olan Oğuz Çataloğlu, 13 Kasım 2009 yılında aramızdan ayrılmıştır.16.11.2009-18:52-walkman”
*****
“Öğrencisi olma şansına erişmiştim. Aradan çok zaman geçti ama belleğimde kalan bazı anılar. 1) Sınavlardaki sorulardan biri İstiklal Marşı hakkında olunca öğrenciler, eleştirel anlamda sorarlardı:’Hocam, sizin ders konunuz ile İstiklâl Marşı’nın ne alakası var?’ Derdi ki; Alakası olmaz olur mu? İstiklal Marşı’mızı kavrayamayan, hiçbir konuda ilerleme kaydedemez. 2-Eğer ilerde hayvancılık yapmayı düşünürseniz kesinlikle büyükbaş hayvanları tercih edin. Küçükbaş hayvanlara bir hastalık bulaşırsa hepsi ölür ve siz zarara girersiniz. 3-Ürün başına az kâr eden seyyar satıcılar, gerçek kahramanlardır. Onları asla küçümsemeyin! 4-Hafta sonu tatillerinde beni ayağımda çizme, traktör kullanırken görürken şaşırmayın; tarım ve hayvancılık en sevdiğim uğraşlardan biridir. Ne diyelim:’At ölür, meydan kalır. Yiğit ölür, şan kalır.’ Ruhu şad olsun! 20.12.2020-20:01-benceimece”(2)
Nasıl ortak olduk?
3 Şubat 1972’de Ödemiş Şehir Salonu’nda yapılan Ortaklar Olağan Genel Kurulu’nda ailemizi temsilen bulunmuştum. Az kalsın unutuyordum nasıl ortak olduğumuzu anlatmayı! Şöyle ki; babam okuması-yazması olmayan ama hesabı güçlü, çok çalışkan, dürüst bir emekçiydi. Ödemiş’in sokakları, haftanın yedi günü kurulan pazarlar, okul önleri, kahvehaneler, Benzinlik’teki kiremit fabrikası babamın ekmek kazandığı mekanlardı. Kuruş kuruş biriktirdiği tasarrufunu evine harcardı. Hiçbir kötü alışkanlığı yoktu. Özellikle ben, ilçemizde yaşanan bu olumlu gelişmelerden eve bilgi taşıyor, babamı hisse alması için ikna etmeye çalışıyordum. Sonunda başardım. Bizim de 500 liralık bir Ödemiş Tekstil hissemiz oldu. Ödemesini sanırım iki üç taksitte yapabilmiştik. Babam bana söylemedi ama belki iki erkek evladının gelecekte ekmek kapısı olacağını düşündü de ortak oldu!? Benim okuyabileceğim, daha o zamanlarda belli değildi. Eninde sonunda ilçede kalırım gözüyle bakılıyordu belki!
Fabrikanın bacası tütmeye başladı
19 Mayıs 1976, Ödemiş Tekstil’in sade bir törenle açılışının tarihidir. Hayaller, gerçeğe dönüşmüştür. Çift vardiya çalışacak fabrikada 450 işçi ekmek kazanmaktadır. Ödemiş’in hayatı, ayrı bir canlılık kazanmıştır. İşçiler, aynı zamanda fabrikanın ortağıdır ama zamanla çelişkiler doğar işverenle işçiler arasında. Dönemin ruhuna uygun örgütlenme gerçekleşir. Mayıs 1977’de 375 işçi, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Tekstil-İş Sendikası’nda örgütlenir. DİSK yetkiyi alır ve ilk işçi temsilcisi Hasan Çavuş olur ama işveren, buna karşı kendine yakışan önlemi almaya çalışır. Noterliği gece yarısı açtırarak işçileri Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (MİSK) bağlı sendikaya ve yetkiyi DİSK’ten yandaşına geçirmeye çalışır ama başarılı olamaz.