Uğur Mumcu'nun anısına
Merhaba kıymetli okurlarım. Bu makalemde yıllar önce bombalı saldırı sonucu aramızdan ayrılmış olan meslektaşımız usta kalem,...
Merhaba kıymetli okurlarım. Bu makalemde yıllar önce bombalı saldırı sonucu aramızdan ayrılmış olan meslektaşımız usta kalem, gazeteci-yazar Uğur Mumcu’yu anmak istedim.
Uğur Mumcu kimdir?
Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 yılında Kırşehir’de dünyaya gelmiştir. Ortaöğrenime kadar Ankara’da okumuştur. Sonrasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu. Öğrenci iken Cumhuriyet Gazetesi’nde Türk Sosyalizmi isimli yazısı ile Yunus Nadi Ödülü’nü aldı. Ankara Üniversitesi’nde hukuk profesörünün yanında çok başarılı bir şekilde asistanlık yaptı.
Askere gitmek üzereyken 12 Mart döneminde orduya hakaret etmek suçlaması ile Mamak Askeri Cezaevi’nde birçok aydınla birlikte bir yıla yakın kaldı. Bu davadan yedi yıl ile yargılandı ve daha sonra beraat etti. Bu olaylardan sonra yedek subay olarak yapması gereken askerlik görevini tehlikeli piyade olarak yaptı. 1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet Gazetesi’nde yazmaya başlamıştır. 1977 yılında Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitaplarını yazdı. Sakıncalı Piyade, tiyatroya uyarlandı. Bu oyun, 700 kere sahnelenmiştir. Ünlülerin yaşam öykülerini ve siyasal geçmişlerini anlatan Büyüklerimiz kitabı yayınlandı.
Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur.
Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994’te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 yılında Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde arabasına konan plastik bomba ile suikasta kurban gitmiştir. Suikastı İslami Hareket, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlenmiştir. MOSSAD’ın ve gerillalarının olduğu iddia edilmiştir. Sis perdesi aralanmamış cinayetler arasında yer almaktadır.
Bu işin sağı solu olmaz. Kim nerede bir cinayet veya yasa dışı iş yapıyorsa cezasını en ağır şekilde çekmelidir ve çekeceğine eminim. Geçmişten günümüze halen faili meçhul birçok cinayet var. O insanlar yaşamlarını yitirdi, geriye gözü yaşı aileleri ve onları sevenlerin yığınları kaldı. Yaşamış olsalardı ülkemize çok katkısı olacak ancak cinayetlere kurban gitmiş şehitlerimiz var. Umarım artık bunlar son bulur.
Uğur Mumcu’dan geriye yazdığı birçok makale ve kitap kaldı. Önemli olan okuyanı olması, okuyan bir Türkiye olması. Okuyun, araştırın ama okuduğunuz ne olursa olsun tek taraf üzerinden değil, her şeyi okuyun. Doğru bilgiye mantık çerçevesinde ulaşacaksınız.
Hayatta vazgeçemeyeceğimiz tek şey öğrenmek olsun. Bilgi, en büyük hazinedir ve öğrendikten sonra karşımızdakini ezmek ya da bunu kötüye kullanmak olarak değil de insanca bir yaşamda paylaşarak yaşamayı ilke edinmek adına öğrenin.
Kimse bizim gibi düşünmüyor ya da yaşamıyor diye ölümü hak etmiyor yani insanlar konuşsun. Bugün yanlış konuşur belki ama o insan özgürce konuşursa yarın doğruyu bulur. Öyle ya belki de bizim doğrumuz yanlıştır, konuşan bir Türkiye.
Usta gazeteci-yazar Uğur Mumcu’yu bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz.
Sevgi ve saygılarımla, sağlıcakla kalın.