ÜÇ KURUŞLUK İNSAN
Siz bu yazıyı okumadan yaklaşık bir hafta önce, İstanbul Havalimanı'nda bir yolcu yer hostesine sırf cebinde...
Siz bu yazıyı okumadan yaklaşık bir hafta önce, İstanbul Havalimanı’nda bir yolcu yer hostesine sırf cebinde daha çok para olduğu için hakaret etti. Ve yer hostesi de işinden olmamak için kendini savunamadı. İnsanlığını koruyup kadını rezil etmek için değil. Yiyeceği iki lokmalık ekmek için sustu. Ve halk onun yerine konuştu. Bu haber gündeme gelmeseydi o hostes de belki adını duymayacağımız unutulmuş biri olacaktı. Haksızlığa uğramış ama susmak zorunda kalmış insanlardan biri. Bastırılmış çığlıklardan biri.
Para öyle bir güç ki savaşlar bitirir, savaşlar çıkarır. Daha fazlasını isteyen insana en büyük tuzaktır. Çıkabileceğin en yüksek tepeye, insanın egosuna kadar çıkarır. İmparatorluklar kurar, imparatorluklar yıkar. Ya sonrası? Sonrası bir ufak aleve bakar. Minik bir kıvılcımla yenilir banknotlar. Para dediğin bir küçük kağıt parçası aslında. Kalp de kırar yuva da yıkar.
Para her şeyi satın alamaz edemeyeceğim. Çünkü para her şeyi satın alıyor günümüzde. Evinin ışığı sönmesin diye boyun eğenler, yeni çıkmış bir çantayı almak için yalandan bir aşka gönül verenler, üç kuruş için doğrudan vazgeçenler, cebini doldurmak için insanlığından harcayanlar… Para her şeyi satın alır. Duyguları da insanı da.
İşte bu yüzden, belki de ileride birisi daha ezildiğinde ismi yine unutulacak. Çünkü hep unuttuk. Bildiğimizi sattık bir meteliğe. Ve eğer yolunu para çizmeye devam ederse eğer hayatın, bu toplum düz çizgide yürüyemez.
Çünkü biz doğruluğumuzu geçmişte üç kuruşa bıraktık.
Bakmadan Geçme





