Toplumun algılama sorunu…
8 Mart, dünyada önemli bir tarih… Bu önemli tarihin özünde öncelikli olarak kadın var ardından çalışma...
8 Mart, dünyada önemli bir tarih…
Bu önemli tarihin özünde öncelikli olarak kadın var ardından çalışma var ardından haklar var ve hakları için hayatlarını kaybeden kadınlar var.
Böyle olunca, ‘kadınlar günü kutlaması’ adı altında yapılan eğlenceler veya e-sosyal medya ortamında yapılan ‘kutlu olsun’ iletileri işin özünün kaybolduğunu ortaya koyuyor.
Önceki yıllarda da yazdım, bu günün kutlama değil mücadele ve anma günü olarak hatırlanması gerekir. Yoksa annemize veya eşimize çiçek almakla rutin ‘kutlama’ görevimizi yerine getirmiş olmuyoruz.
Bu günde; küçük gelin, töre cinayeti ve cinsel istismarlar konuşulmalı ve daha sağlıklı bir toplumu nasıl yaratabiliriz sorusuna yanıt aramalıyız.
Biz böyle diyoruz ama adını anmak istemediğim bir gazetenin yine adını anmak istemediğim bir yazarı, şöyle yazabiliyor: “Bunların aile diye bir meseleleri yok. ‘İffet’le dalga geçiyorlar, fahişelikten yanalar. Bunu özgürlük olarak görüyorlar”
Saçma sapan yazma özgürlüğü var memlekette. Bana sorarsanız olmalı da…
Ama kimsenin bir başkasının tercihleri ve düşünceleri ile hakaret etme özgürlüğü olmamalı…
Ve kimsenin de kimseye “Seni beş paralık ederim” deme hadsizliği olmamalı. Hele kendini bakan sanan bir kişinin hiç olmamalı…
**
Önümüzde yerel seçimler var… Adı üstünde ‘yerel’ seçimler…
Yerellikten anladığımız nedir, yaşadığımız yerle ilgili… Örneğin Ödemiş’in yol, su, kanalizasyon ve park gibi sorunları.
Fabrikalardan bahsetmiyoruz. Bu zaten kapitalizmde özel girişimciler tarafından yapılıyor.
Sağlık ve güvenlikten de söz etmiyoruz. Bunlar da devletin ilgili bakanlıkları tarafından planlanıp uygulamaya alınıyor.
Uzatmayalım… Yerel yönetimlere elbette aklında fikrinde projeleri olan her vatandaş aday olabilir. Hatta iyi ve dürüst insanların aday olmaları için örgütlenmelidir.
Ama ‘bazı’ destekli basın yayın organlarına bakıyoruz; sanki bir felaketin eşiğindeymişiz gibi yayınlar yapıyorlar. Sanki kimi adaylar veya ittifaklar kazanırsa ülke uçurumdan aşağı yuvarlanacak.
Adam diyor ki “Buraya teröristleri sokmayın!”
Yahu terörist varsa gereğini yap ve hukuk devletinde ne yapılması gerekiyorsa uygula…
Senin benim gibi işinde gücünde olan insanlar aday olup yönetime gelemeyecek mi! Demokrasi ‘hep bana hep bana’ mı!
**
Özetleyelim:
8 Mart kadın mücadelesinin ön plana çıktığı, kadın ve insan hakları üstüne düşünme ve bu düşünceleri eyleme dökme günüdür.
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde de elbette siyasi eğilimler belirleyici olacak ama seçeceğimiz insanlar, yasal çerçeveler içinde yönetici olarak seçildikleri yerlerin üst ve altyapı sorunları ile uğraşacak.
Fahişelik ve terör mü dediniz…
Hadi canım sizde!
Bakmadan Geçme





