Toplum nereye!

Memlekette o kadar yoğun tartışılan gündem maddeleri var ki bazen yazıya başladığımda 'Benimki de iş mi!'...

Memlekette o kadar yoğun tartışılan gündem maddeleri var ki bazen yazıya başladığımda “Benimki de iş mi!” diye kendime sormadan edemiyorum.

Yazılarımda genel siyasete zaten girmemeye gayret ediyorum. Çünkü halen çalışan bir devlet memuruyum. Fakat öyle olaylar ve haberler duyuyoruz ki!

Tabii ki yazamıyor, sadece arkadaş muhabbetlerinde dile getirebiliyoruz.

Cinsel istismar olayları, son yıllarda artış gösterdi. Özellikle bazı tarikatlara bağlı olduğu iddia edilen yurtlarda meydana gelen bu tarz olaylar, inanın insanın canını acıtıyor. Bir öğretmen olarak da bu tür olayları duyduğumda can sıkıntım katlanıyor.

Öğrencilerimize karşı nasıl davranacağımızı şaşırmış durumdayız.

Oysa ilgiye ve sevgiye muhtaç öyle çocuklarımız var ki. Ancak duyduğumuz bu tür olaylar, öğretmenlerin öğrencilerine karşı daha mesafeli davranmasına neden oluyor.

İşte size yeni bir haber:

“İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne beş aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu tespit edildi. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada konuya ilişkin soruşturma talimatı verilip müfettiş gönderildiği belirtildi.” Öte yandan durumu ihbar eden görevli hakkında da inceleme başlatılmış ve görev yeri değiştirilmiş.

İnsan, her şeyi zaman içinde öğrenir.

Örneğin; iki yıl içinde konuşmaya başlar ama bunun bir ön hazırlık dönemi vardır. Ortalama iki yaşına kadar duyarak biriktiren bir çocuk iki yaşından itibaren bu öğrendiklerini kullanmaya başlar.

Çocuk, duymadığı bir kelimeye kullanamaz.

Dolayısıyla kaşıkla yemek yemek, tuvalete giderek boşaltım yapmak, bardakla su içmek gibi insani davranışlar, zaman içinde anne-balar tarafından öğretilir.

Biz biliriz ki okulda küfürlü konuşan bir öğrencinin anne babası da evde küfürlü konuşuyordur.

Öğretmeninin en küçük el kaldırmasında kendini korumaya alan bir çocuk, evde şiddet görüyordur.

Örnekleri arttırabiliriz.

Demem o ki, cinsel istismar da hırsızlık ve yalan söyleme de sonradan öğrenilen bir davranış biçimidir. Eğer bir insan, küçüklüğünden itibaren sağlıklı bir eğitim alıyorsa inanın ne cinsel istismarda bulunur, ne hırsızlık yapar ne de yalan söyler.

Toplumdaki arızalı durumları sıfıra indirmek, elbette mümkün değildir ama aile ortamı ve evde izlenen TV programları, gençlerin ve ileride de büyüklerin kötü davranışlara yönelmelerine neden olur.

Bir de bizim gibi toplumlarda “Eğer dine ağırlık verirsek kötülüklerin önüne geçebiliriz” anlayışı var. Fakat hangi devlet olursa olsun ağır dini yasalarla yönetilen toplumların çok ahlaklı ve insani değerlerle donandığını göremiyoruz.

Bence çözüm, insanları yasaklarla çevirmek yerine onları çağdaş insani hukuk sistemi ile donatmaktadır. Bırakalım insanlar neye inanırlarsa inansınlar. Ama ortak bir hukuk sistemimiz mutlaka olmalı. Cezalandırma ve ödüllendirme, hakça ve insanca olmalı.

Bizim okulun kuzeyinde Anafartalar İlkokulu var. Kuzeydeki sınıflarımızla öğretmenler odamız, doğrudan bu okulun bahçesine bakar.

Ben bazen seyre dalarım bahçede oynayan çocukları. Genellikle oyun oynarlar ve kavga ederler. İtiş-kakış, oyunun ayrılmaz bir parçasıdır. Vuruşmazlar ama birbirlerini iteleyip horoz gibi çıkışırlar… Ama biraz sonra gol atınca sanki kavga etmemişler gibi birbirlerine sarılırlar. Art niyet yok, yalan yok, dolan yok…

Dünyadan habersiz, gelecek korkusu yaşamayan çocuklar, aslında kendi çocukluğumuz ve geleceğimizdir. Onları geleceğe ne kadar iyi hazırlayabilirsek çocuklarımız da büyüdüklerinde o kadar sağlam insan malzemesine sahip olacaktır.

Geçtiğimiz gün yine okul bahçesindeki çocukları izlerken iki kız öğrencinin bir erkek öğretmenin iki koluna girip volta attıklarını gördüm. Çocukların boyları öğretmenin belini geçti geçecek uzunlukta idi. Yürürken sohbet ediyorlar öğretmen de onlara bir şeyler anlatıyordu.

‘Ne kadar güzel ve masumca bir tablo’ dedim kendi kendime. Hiçbir art niyet yok… Çocuklar soruyor, öğretmen de sabırlı bir şekilde anlatıyordu.

Ama ileride kim bilir nelerle karşılaşacaklar!

Eğitim ve hukuk sistemimiz çok önemli. Tabii eğer toplumumuzu ve ulusumuzu gelecek yıllara sağlıklı bir şekilde taşımak istiyorsak…

Bakmadan Geçme