- Haberler
- TIRE DEVLET HASTANESINE ORGAN BAĞIŞÇISI AKINI
TIRE DEVLET HASTANESINE ORGAN BAĞIŞÇISI AKINI
DUYARLI İŞ ADAMI EKİBİ İLE BİRLİKTE ORGANLARINI BAĞIŞLADI  İzmir Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği&rsquone...
DUYARLI İŞ ADAMI EKİBİ İLE BİRLİKTE ORGANLARINI BAĞIŞLADI
İzmir Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı hastanelerden olan Tire Devlet Hastanesi organ bağışı yapmak isteyen gönüllüleri ağırladı. Tire’nin önde gelen özel firmalarından birinin yöneticileri ve çalışanlarından oluşan 30 kişilik gönüllü grubu organ bağışı hastaneye başvurdu.
Duyarlı iş adamı Nihat Koç ve ekibine teşekkür eden Tire Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Fatih Hayali, “Günümüzde ölümlerin büyük oranı organ yetmezliğine bağlı gelişmektedir” dedi.
Hayali, yapay organ üretme çabalarının günümüz koşullarında ihtiyaca cevap veremediğini ve donörlerden temin etmek durumunda olunduğunu söyledi. Kendisinin de organlarını bağışladığını, ekibi ile birlikte organ bağışına teşvik etmek için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
“SİNAN ŞAMİL SAM’IN VEFATI BENİ ÇOK ETKİLEDİ”
Firmanın temsilcisi Mimar Nihat Koç, “Çalışanlarıma bağış konusunda öncü olmaktan mutluyum, bu gün hepimiz adına yaptığımız işlerin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde kırklı yaşlarında organ yetmezliğinden yaşamını yitiren dünya şampiyonu sporcumuz Sinan Şamil Sam’ın vefatı beni çok etkiledi. Mesai arkadaşlarımın bu konudaki duyarlılıkları için de teşekkür ederim. Artık yaşamımız daha önem arz ediyor ve organlarımızın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Firma olarak yapmış olduğumuz bu bağışın tüm sanayicilere ve kuruluşlara örnek teşkil edeceği kanaatindeyim” dedi.
Tire Devlet Hastanesi Organ Bağışı Koordinatörü Dr. Emre Arıcı da organ bağışıyla ilgili önemli bilgiler verdi. Arıcı, Tire Devlet Hastanesi olarak yıllık ortalama 200 bağışçı kazandırdıklarını, toplu şekilde 30 bağışçının kaydını yapmanın çok güzel olduğunu bu tarz organizasyonların organ bağışı konusunda farkındalık yaratacağını, ülkemizde yetersiz olan bağış oranında iyileşmeler sağlayacağını ifade etti.
Organ bağışının bir kişinin, tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının bir kısmının veya tamamının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına, kendi iradesi ile izin vermesi ve bunu belgelendirmesi olduğunu anlatan Arıcı, organ nakliyle ilgili şunları söyledi: “Tedavisi tıbben mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, hayatta olan ya da beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden alınan sağlıklı organın nakledilmesidir.”
Türkiye’de nakli yapılan organ ve dokularla ilgili bilgi veren Arıcı, “Ülkemizde nakil yapılan organlar; böbrek, kalp, karaciğer, akciğer, pankreas, deri ve incebağırsaktır. Ülkemizde nakil yapılan dokular ise kemik, kemik iliği, kornea, kalp kapağıdır” dedi.
“Yaşın ileri olması, kronik bir hastalığı olması, alkol veya sigara kullanımı vb. nedenler organ bağışında bulunmaya engel değildir. 18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışında bulunabilir” diyen Arıcı, kişi ölmeden organ nakli kararının alınamayacağını belirterek, “Hastane yoğun bakım ortamında dört uzman hekimden oluşan bir heyet tarafından tıbbi (beyin) ölüm kararı verilmeden organ nakli asla yapılamaz. Beyin ölümü, beyin işlevlerinin geri dönüşümsüz olarak sonlanmasıdır. Beyin ölümü tıbben ve hukuken ölüm halidir. Beyin ölümü ile bitkisel hayat kavramları birbirinden farklıdır. En önemli fark, bitkisel hayattaki hastaların solunumu devam eder. Bitkisel hayat tanısı alan hastalar tıbbi destek ile yaşamına yıllarca devam edebilir ve bazı durumlarda iyileşerek normale dönebilirler. Beyin ölümünde ise hastaya ne kadar tıbbi destek sağlanırsa sağlansın geri dönüş mümkün değildir” dedi.
İl Sağlık Müdürlüğü, İlçe Sağlık Müdürlükleri, Hastanelerde organ bağışı yapılabileceğini anlatan Arıcı şöyle devam etti: “Organ nakli yapılacak hastalar öncelikle kan ve doku gruplarına göre, daha sonra tıbbi aciliyet durumlarına göre belirlenmektedir.
Organ bağışı yapmak isteyen kişiler istedikleri yerlerden herhangi birine başvuru yaparak iki tanık huzurunda bir belge imzalar ve “Organ Ve Doku Bağış Kartı”na sahip olurlar. Organ bağışı kartını alan kişinin, bu durumdan ailesini haberdar etmesi ve bağış kartını her zaman üzerinde taşıması gerekmektedir. Kişi organ bağışından vazgeçmek isterse kayıtlı bulunduğu merkeze bu durumu bildirmelidir. Organ nakli yapılırken cins, ırk, din, zengin-fakir ayırımı kesinlikle yapılmaz”
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 6.3.1980 tarihli ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğu yönündeki açıklamasına vurgu yapan Arıcı, “Büyük dinlerin çoğu organ bağışını onaylamakta ve desteklemektedir. Bu kararda; Zaruret halinin bulunması, hastanın hayatını veya hayati bir organını kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının mesleki ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir doktor tarafından tespit edilmesi, doku ve organı alınacak kişinin bu işlemin yapılmış olduğu sırada ölmüş olması, toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ ve dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması, alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması, tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak olan bu nakle razı olması gerekir.
Maide Suresi’nin 32. Ayeti’nde ‘Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır’ denilmektedir” ifadelerini kullandı.
Nihat Çakıroğlu