Terk etmedi sevdan beni
Kaymakçılıyım ama 1996 yılından bu yana sürekli olarak Ödemiş'te oturuyorum. Yatılı öğretmen lisesi, yurt dışı ve...
Kaymakçılıyım ama 1996 yılından bu yana sürekli olarak Ödemiş’te oturuyorum. Yatılı öğretmen lisesi, yurt dışı ve üniversitenin ardından beş yıl Kırıkkale ve Zonguldak’taki görevden sonra yeniden Ödemiş…
Ödemiş’e atanır atanmaz bendeki gazetecilik sevdası, düşünceden eyleme geçti. 1997 yılından bu yana Ödemişspor’u hem gazetecilik hem de taraftarlık adına yakından takip ederim. Ödemiş’ten ayrı olmam nedeniyle daha öncesini yakın takip edemediğim için Ödemişspor’un geçmişi hakkında sadece kulaktan dolma bilgilerim vardır. Bir de bu konuyla ilgili yazılıp çizilenlerden…
Gazetecilikle uğraştığım uzun yıllar boyu saha içine girip fotoğraflar çektim. Alabilirdim ama ‘yelekli’ muhabir olmadığım için maçları üç beş fotoğraf çekiminin ardından tribünlerden izlemeyi tercih ettim. Kimi iddialı ve olaylı maçları da yakından takip ettim.
Ödemişspor’u izlemeye başladığım ilk yıllarda 69 Gençlik imzalı ‘Terk etmedi sevdan beni’ yazılı pankartı ilk gördüğümde çok heyecanlanmıştım.
“Terk etmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terk etmedi sevdan beni…”
Şair Ahmet Arif’in en ünlü şiirlerinden biridir. 70’li yılların halk ozanlarından Rahmi Saltuk’un bu şiire yazılan özgün ezgisini bilenler bilir.
İstanbul’da üniversitede öğrenim gördüğüm yıllarda Beşiktaş Pazarı’na karpuz satmaya gitmişliğimiz vardır Kaymakçı’dan. Şimdi aynı yerde duruyor mu bilmiyorum ama Barbaros Bulvarı’na çıkan köprünün altında kurulurdu bu halk pazarı.
Beşiktaşlıları karpuz almaya çağırırken şiirler okur, “Gel vatandaş gel; kan kırmızı yediveren gülleri bunlar” diye bağırırdım. Bana garip garip bakanların yanı sıra yolunu çevirip karpuzu bizden alanları da fark ederdim. Hepsi de iyiydi ama onlara özel karpuz seçerdim. Pijamalı karpuzlarımız da karpuzdu hani!
85’lerde Ödemiş’teki kaymakamlık kupalarında Kaymakçıspor’un file bekçiliğini yaptım bir sezon. O yıl turnuvayı ikinci bitirdik. Ve ben, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni kazandım. Yani biraz da olsa oynamışlığım vardır bu futbolu ama İstanbul’da takip ettiğim maçlar, genellikle Karşıyaka ve Altay’ın maçları olurdu.
Gençlik yılları hariç İstanbul takımlarının uzun süre taraftarlığını yapmadım. Benim için yaşadığım şehrin takımı önde geldi hep.
Neyse konuyu dağıtmayalım.
Ödemiş taraftarı ilginçtir. Şimdilerde pek duymuyorum ama Saraçoğlu Stadyumu’nda bir ara taraftarı canlandırmak için “Ayağa kalkmayan Tireli olsun” sloganı atılırdı. Tabi mecburen herkes ayağa kalkar, tezahürata eşlik ederdi.
Eskiden boş olan Çamlık tarafındaki tribünler hareketli. Çamlık Tayfa Taraftar Grubu, artık profesyonel bir takım taraftarı gibi takımı destekliyor.
Önceki hafta oynanan Kuşadası maçında her iki kapalı tribün de doluydu. Maçı beş bine yakın taraftar izledi.
Ödemiş, uzun yılların ardından ilk kez 3. Lig’e bu yıl çok yakın. Ligin bitimine dört hafta kala, üç puan farkla grup lideri. Kötü bir aksilik veya şanssızlık olmazsa gruptan şampiyon olarak çıkacağız. Sonra 7. Grup’un şampiyonu ile karşılaşacağız. Bu maçın galibi, direkt 3. Lig’de. Olmazsa diğer yenilenlerden biriyle ikinci bir maç. O maçtan galip ayrılan takım da 3. Lig’de.
Bu hafta pazar günü saat 14.00’te Saraçoğlu Stadı’nda Afyon’un Sandıklı takımı ile karşı karşıya geliyoruz. Sandıklı, geçen hafta ligin iddialı ekibi Kale Belediye’yi puansız gönderdi.
Lig ikinciliğine tırmanan Torbalıspor’dan dört gol yememiz, averaja iyi gelmedi. Son dört haftayı puan kaptırmadan bitirmemiz gerekiyor. Denizli Kale Belediye ile bizim de deplasmanda maçımız var.
Ama bu hafta büyük bir morale ihtiyacı var takımın. Yani bu hafta bu stadın tıka basa dolu olması lazım. Maçın sonucu ne olursa olsun bu takım, bu şehrin takımı. Pazar günü programlarınızı maça göre yapın.
Gelecek yıl Ödemiş’te 3. Lig takımlarını görmek ve daha kaliteli maçlar izlemek istiyoruz. Son maça kadar, her maçın sonuna kadar sınırsız destek. Ama küfürsüz ve olaysız.
Maçın sonunda yeneni alkışlamasını da bilmeliyiz.
Ödemiş, iyi insanların yaşadığı bir şehir olarak bilinmeli. “Yendik veya yenildik, (dayağı değil) köftemizi de yedik geldik” demeli rakip taraftar.
“Bir şehrin şairleri olmalı” demiştim.
Bir şehrin iyi bir takımı, centilmen ve de ateşli taraftarları da olmalı.
Bakmadan Geçme





