'Tarım toprakları azalıyor'

Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gündeme dair açıklarda bulundu. Genel Başkan Bayraktar, 'Ülkemizde toplam...

Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gündeme dair açıklarda bulundu. Genel Başkan Bayraktar, “Ülkemizde toplam işlenen tarla alanı ve uzun ömürlü bitki alanları, 2005 yılında 26.6 milyon hektar iken 2020 yılında 23.1 milyon hektara gerilemiştir. 15 yılda işlenen alan ve uzun ömürlü bitki alanında azalma, yüzde 13 olarak gerçekleşmiştir. 15 yılda işlenen alan ve uzun ömürlü bitki alanındaki azalma, en fazla yüzde 8.31 olarak 2005-2010 yılları arasında olmuştur. 2010-2015 yılları arasında tarım alanlarındaki azalma yüzde 1.89, 2015-2020 yıllarında yüzde 3.3 olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılında 23.1 milyon hektar tarım alanının 15.2 milyon hektarı ÇKS’ye kayıtlıdır. Tarımsal faaliyet devam ettiği halde çeşitli nedenlerle 8 milyon hektar tarım alanında üretim yapan çiftçi, 2020 yılı desteklerinden faydalanamamıştır” dedi.

“Heba edilecek toprağımız yok”

İklim değişikliğinin tarımsal üretimi çok yönlü etkilediğini ifade eden Bayraktar, “Dünyada gıda arz ve talebine yönelik gelişmeler ve değişmeler, ülkemizi de etkiliyor. Hem dünyada hem ülkemizde pandeminin getirdiği sorunlar ve yaşanan ekonomik sıkıntılar üretim şartlarını zorluyor” diyerek açıklamasına şöyle devam etti: “Yapılan çalışmalar gösteriyor ki iklim değişikliğinin etkileri ile ülkemizde gelecekte çoğu üründe verim azalmaları yaşanacak, su seviyelerindeki azalma sulama imkanlarını kısıtlayacak, artan doğal afetlerin mali yükü artacak, arzda sorunlar daha fazla yaşanacak. Geleceğe yönelik şartlar ortada iken tarım topraklarına daha fazla sahip çıkılması, hayati öneme sahiptir. Artık heba edilecek bir karış toprağımız yoktur.

Tarım arazilerimiz, en büyük zenginliğimizdir. Arazilerimiz, gelecek nesillerin bize emanetidir. Bizim görevimiz; günü gelene kadar arazilerimizi korumak, geliştirmek, durumunu iyileştirmek ve zamanı gelince de sahibine yani gelecek nesillere aldığımız gibi bırakmaktır. Ülkemizin gıda güvencesinin sağlanması, ancak tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi ile mümkündür. Tarım alanlarındaki azalmanın önlenmesi ise toprak ve tabiat sevgisi ile büyüyen nesillerin toprağına sahip çıkması ile mümkün olacaktır. Toprak sevgisi, koruma bilinci ilköğretim düzeyinde eğitim öğretim müfredatına girmeli, toprağı tanımanın yaşamı tanımak olduğu çocuklarımıza aşılanmalıdır.

“Çiftçi, arazisinde tutulmalı”

Sonuç itibariyle topraklarımızı sözde değil, fiilen korumalıyız. Bunu gerçekleştirmek için de tarımda gelişmiş teknolojileri kullanarak birim alandan en fazla verimi alabilmek, ülke topraklarında ekilmeyen alan bırakmamak, dünyada belirli ürünlerde söz sahibi olan ülkelerle rekabet edebilmek, kırsal alanda üreticilerin gelir ve yaşam seviyelerini artırmak amacıyla çiftçilerin tarımsal alandan kopmamaları için her türlü çaba gösterilmelidir ancak bunu yaparken tabiatın dengelerini alt üst etmemek ve sürdürülebilir tarımsal üretim imkanlarını da yok etmemek zorundayız. Tarım politikaları; tarım arazilerini korumak, çiftçiyi arazisinde, köyünde tutmak, çiftçiye ailesini geçindirecek bir gelecek sağlamak üzerine kurulmalıdır.”

Şazenuş Keskin

Bakmadan Geçme