Tarikatlar kapatılmalı mı?
“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” Bu...
“Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.”
Bu ifade Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e aittir.
Tarikat, dilimize Arapça’dan geçen bir kelimedir: “Bir dinin içinde, özellikle İslamiyet’te, tasavvufa dayanan ve kimi ilkelerle birbirinden ayrılan kollardan, Tanrı’ya kendine özgü bir tarzda, ayrı tarzda ulaşma iddiasında olan yollardan her biri”
Kısacası tarik (yol) kelimesinin çoğulu olan tarikat, ‘izlenen yollar’ demektir. Tarikat ‘tasavvuf’ için yol, mezhep de kabaca ‘şeriat’ için yol demektir. İslam’da kaç tane tarikat ve mezhep var bilemiyorum, benim uzmanlık alanımdan çok uzakta…
Bilirsiniz, solda da fraksiyonlar vardır. Bu da Fransızca’dan dilimize geçen bir sözcüktür. ‘Kırıntı, bir bütünün parçası’ anlamındaki kökten türeyen kelime Türkçe’ de özetle ‘grup’ demek. Bir büyük siyasi grubun içindeki küçük grup…
Hizip kelimesi de andığımız iki kelime ile benzer anlama gelen başka bir kelimedir.
Neyse uzatmayalım.
Adına ne dersek diyelim insanlar çeşitli fikir veya çıkarları için grup halinde bir araya gelip mücadele edebiliyorlar. Tarikat, mezhep, fraksiyon… Daha yeni ve masumane isimlendirme ile ‘sivil toplum kuruluşları’
Bence insanların bir araya gelip fikir birliği veya çıkar birliği yapmasında bir sıkıntı olmamalı. Yani bunların kapatılmasını istemek bana ters düşer. Burada çocuk istismarı konularına hiç girmiyorum. Kimi ‘üç harfli’ zincir marketlerin tarikat işletmeleri olduğu iddialarına hiç girmiyorum.
Hatta ‘vakıf’ adı altında bir araya gelen çeşitli dini veya tarikat örgütlenmelerine hiç girmiyorum.
Peki, ne yapmalı?
İşte bence çözüm de burada saklı.
Ben kapatmak yerine devletle aralarına mesafe koyulmasından yanayım. Peki, bu mümkün mü?
Elbette ya mümkün değil ya da çok zor. Devlete yardımcı oluyoruz şemsiyesi altında çoğu mürit devşiriyor. Mümkün değil ya da çok zor dedim ya, çünkü iktidardaki güçlerin bu tip küçük gruplara ihtiyacı var. Kendi iktidarını sağlamlaştırmak adına bu gibi küçük çıkar veya fikir gruplarına göz yumuluyor.
Kimi tarikat, mezhep ve fraksiyonlar, devlet karşısında ayrıcalıklı hale geliyor.
Örneğin ÇYDD gibi kimi demokratik kitle örgütleri iğneden ipliğe adım adım takip edilirken ve en ufak açıkta cezalandırılırken, adlarını andığım örgütlenmelerin çoğu sırtını devlete dayıyor.
Kimi ayrıcalıklı kuruluşlara devletin tüm imkanları ardına kadar açılıyor. Örneğin ADD, öğrenciler için bir kurs bile açamazken veya açması zorlaştırılırken kimi tarikatlar devletin tüm imkanlarından yararlandırılıyor, devletle adeta birlikte iş yapmalarının önü açılıyor.
Başa dönersek ben bunların hepsini sivil toplum kuruluşu olarak kabul ediyorum, en azından öyle olması gerektiğini söylüyorum. Ve kim ne yapıyorsa veya yapacaksa kendi olanakları ile yapması gerektiğini düşünüyorum. Yasalar çerçevesinde kaldıkça birine tanınan ayrıcalığın hepsine tanınması gerektiğini savunuyorum.
Yasal sınırlar içinde kaldıkça herkes ‘grupsal’ çalışma yapabilmelidir.
Peki, neden çocuklar?
Çünkü çocukların beyinleri muhakeme/karşılaştırma yapacak düzeye gelmemiştir. Çünkü çocukların beyinlerine daha kolay şekil verilebilir. Çünkü çocuklar savunmasızdır.
Peki, neden yurtlar?
Çünkü yoksul çocukları kendilerine kim ekmek ve barınak veriyorsa onun peşinden giderler… Çünkü yoksul çocukların başka seçenekleri yoktur…
Şimdi büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün cümlesini bir kez daha yazalım:
“En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.”
Biraz kelime bilgisine girelim: Medeniyet anlam bakımından, Medine şehri ile bağlantılıdır. Şehirli demektir, uygar demektir… Bedevi ise çöl kültürüne sahip, göçebe…
Eski Sami dillerde ‘çöl’ anlamına gelen ‘Arap’ kelimesi eski devirlerde çölde yaşayan kimse yani bedevî için kullanılıyormuş. Sandığınız gibi Arap kelimesinin zenci, siyah veya kara kelimeleri ile bağlantısı yoktur.
Ve son sözü yine Atatürk’ün bir başka sözü ile bağlayalım: “Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdi