Tarih ve kültür kenti Ödemiş

“Der'aliyyede tarafdaran-ı istibdadın sadr-ı azamı Tevfik Paşa'ya, Meftunu hürriyet olan ve bu uğurda son damlasını akıtmaya...

“Der’aliyyede tarafdaran-ı istibdadın sadr-ı azamı Tevfik Paşa’ya,

Meftunu hürriyet olan ve bu uğurda son damlasını akıtmaya her anu zaman müheyya bulunan seksen beş bin nüfusu mütecaviz ve fedakârlık ve dilâverliği ile müştehir kazamız sekenesinin hadim ve mahsul-i istibdad olan kabinenize zerre kadar itimadı yoktur. Sadaret makamını mezar taşınıza yazdırmak için kabul ettiniz ise üç gün de kafidir. Yok, vatanı mahv ve milleti dereke-i süfliyete indirmek ve kan döktürmek için deruhte ettiniz ise bu alçaklıktır, hainliktir. Cezasız kalmaz. Sükut et, yoksa indireceğiz.”

1909 / Umum ahali namına Ödemiş Belediye Reisi Ali Haydar

**

“İzmir ve İstanbul’da bulunan galip devletler temsilcilerine:

Sizinle yaptığımız Ateşkes Anlaşması (Mondros), bizim ve sizin namusunuz değil miydi? Biz buna uyduk. Siz uymadınız. Güzel İzmir’i Yunan’a çiğnettiniz. Silah ve cephanemizi onlara verdiniz. Haberleşmeye sansür koydunuz. Türk’ün feryadına kulak tıkadınız. (…) Yunan işgal kuvvetleri İzmir’den çekilmediği takdirde dökülecek kanın sorumluluğu sizin ve temsil ettiğiniz milletlerin olacaktır. Artık bilin ki kalem değil, silah konuşacaktır.’

29/30 Mayıs 1919

Ödemiş Kaymakamı Bekir Sami Bey (Baran)

**

Üstteki iki belgeden (telgraf) ilki II. Meşrutiyet, ikincisi de Kurtuluş Savaşı yıllarına ait.

Her iki telgrafın ortak özelliği, Ödemiş halkı adına işgal kuvvetleri ile onların işbirlikçisi İstanbul Hükümeti’ne başkaldırı niteliğinde olmasıdır.

Kuvayı Milliye, milli kuvvetler demektir.

Ödemiş ve çevresinde örgütlenen Yiğit Ordusu’nun ardından ortaya çıkan Kuvayı Milliye’nin doğuş yeri Ödemiş’tir.

Hatırlayacaksınız, daha önceki yazılarımda Ödemiş’te kapsamlı bir Kuvayı Milliye müzesinin kurulması gerektiğini söylemiş, bunun için de en uygun yerin şimdiki Emniyet Müdürlüğü binası olacağını yazmıştım.

Emniyet Müdürlüğü binası, yakın zamanda restore edildi. 100 yıla yakın bir geçmişi olan bu bina, daha önce hükümet binası olarak da kullanılmıştı.

Ben yazdım bir iki kez ama olmadı. Herhalde büyüklerimizin bir bildiği vardır diye düşündüm. Neyse…

Ödemiş, işgal yıllarının ardından düşmana ilk örgütlü sivil halk direnişinin yaşandığı yerdir.

Ödemiş’in Türkiye’de marka değeri vardır.

Ödemiş’in marka değerinin yanında marka değeri olan bazı insanların Ödemiş’le bağlantıları vardır. Örneğin Mustafa Bengisu, Şükrü Saraçoğlu, Prof. Dr. Muzaffer Şerif gibi…

Daha gerilere gidersek Gökçen Efe, Çakırcalı…

Daha eskilere gidersek Gazi Umur Paşa…

**

Hani diyorum ki, Salı Pazarı olmadı ama şu Ulus Parkı’nda Kuvayı Milliye’ye ilişkin belgeler ve tarihsel kişilikler görkemli büstler şeklinde sergilense.

Ulus Meydanı’nı gezen bir kişi, Ödemiş tarihi hakkında genel bilgiler edinse…

Meydan, biliyorsunuz şu an yeniden düzenleniyor. Düzenleme işi Büyükşehir Belediyesi’nde.

Ben, yapılan işleri karşılaştırmayı sevmem ama Ulus Meydanı’nda daha az beton görmek istediğimi daha önce yazdım.

Şu “Üç gün” meselesi ile “Artık kalem değil, silah konuşacaktır” gibi tarihsel sözler, birer anıt halinde burada sergilense diyorum.

Büyükşehir Ödemiş Koordinatörü Cumhur Şener, bu konuyu Büyükşehir’e aktarsa…

Seçimimiz; kültür-sanattan, barıştan ve demokrasiden yana olsun.

Bakmadan Geçme